ÖZ
Elvan Çelebi XIII. yüzyılın önemli şahsiyetlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Bu dönemde Osmanlı Devleti yeni kurulmakta olup, siyasi ve ilmi açıdan güçlenmesine ihtiyaç duyulmuştur. Osmanlı Devletinden önce Anadolu topraklarında hâkimiyetini sürdüren Selçuklular askeri teşkilata önem vermekle birlikte geldikleri yerde Müslüman nüfus sayısının artması için her zaman gayret göstermiştir. Dolayısıyla mevcut halkı irşat etmek için göç eden Horasan erenlerinin faaliyetlerine olumlu açıdan bakarak tekke ve zaviye kurmalarını desteklemiştir. Elvan Çelebi İslami ve manevi ilimler konusunda eğitim görmüş şahıslardan birisi olarak bilinmektedir. Kendisi Kırşehir’de doğmasına rağmen nispet edildiği sülalesi Horasan ve Orta Asya’ya kadar uzanmaktadır. Bir mutasavvıf olmanın yanında hadis, edebiyat, şiir ve fıkıh ilimlerine de vâkıftır. Tasavvuf hakkında yanlış anlaşılan bilgi ve düşünceleri Kur’an ve sünnet çerçevesinde ortaya koymaya çalışmıştır. Mutasavvıf ve şair olan Elvan Çelebi (ö. 760/1359-59) Moğol istilasından dolayı Horasan’dan göç ederek Anadolu’yu yurt edinen Türkmen sülalesindendir. Manevi yönü ve yaşantısıyla Anadolu’da dini düşüncenin gelişmesinde etkili olan ender şahsiyetlerdendir. Elvan Çelebi Anadolu topraklarında vahdet anlayışının yayılmasına katkı sağlamıştır. Aynı zamanda İslami çizgi doğrultusunda nebevi sünnetin yaygınlaşmasına ve pratik hayatta yer bulmasına öncülük etmiştir. Menâkıbu’l-Kudsiyye fi Menâsibi’l-Ünsiyye Elvan Çelebi’nin önemli eserlerinden birisi olarak sayılmaktadır. Eser o dönemde Anadolu’daki dini yaşantı ve kültürel hayatı merkeze alarak kaleme alınmıştır. Eserde tasavvufî konular mesnevi ve beyitler halinde ele alınmıştır. Aynı zamanda şeriat ölçüleriyle emir ve yasaklar doğrultusunda amel etmiştir. Bu hususta bir insan-ı kâmil olmak için hangi mertebelerden geçileceğine dair örnekler vermiştir. Bu konuyu ele almamızdan maksat yıllar önce yaşamış olan bir mutasavvıf ve şairin nasıl ve hangi şartlar içerisinde yetiştiği hakkında bilgi edinmektir. Dolayısıyla ortaya koymaya çalışılan bulguların tasavvuf ve tasavvuf tarihi açısından katkı sağlayacağı kanaatine varılmaktadır.
ÖZ
Elvan Çelebi XIII. yüzyılın önemli şahsiyetlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Bu dönemde Osmanlı Devleti yeni kurulmakta olup, siyasi ve ilmi açıdan güçlenmesine ihtiyaç duyulmuştur. Osmanlı Devletinden önce Anadolu topraklarında hâkimiyetini sürdüren Selçuklular askeri teşkilata önem vermekle birlikte geldikleri yerde Müslüman nüfus sayısının artması için her zaman gayret göstermiştir. Dolayısıyla mevcut halkı irşat etmek için göç eden Horasan erenlerinin faaliyetlerine olumlu açıdan bakarak tekke ve zaviye kurmalarını desteklemiştir. Elvan Çelebi İslami ve manevi ilimler konusunda eğitim görmüş şahıslardan birisi olarak bilinmektedir. Kendisi Kırşehir’de doğmasına rağmen nispet edildiği sülalesi Horasan ve Orta Asya’ya kadar uzanmaktadır. Bir mutasavvıf olmanın yanında hadis, edebiyat, şiir ve fıkıh ilimlerine de vâkıftır. Tasavvuf hakkında yanlış anlaşılan bilgi ve düşünceleri Kur’an ve sünnet çerçevesinde ortaya koymaya çalışmıştır. Mutasavvıf ve şair olan Elvan Çelebi (ö. 760/1359-59) Moğol istilasından dolayı Horasan’dan göç ederek Anadolu’yu yurt edinen Türkmen sülalesindendir. Manevi yönü ve yaşantısıyla Anadolu’da dini düşüncenin gelişmesinde etkili olan ender şahsiyetlerdendir. Elvan Çelebi Anadolu topraklarında vahdet anlayışının yayılmasına katkı sağlamıştır. Aynı zamanda İslami çizgi doğrultusunda nebevi sünnetin yaygınlaşmasına ve pratik hayatta yer bulmasına öncülük etmiştir. Menâkıbu’l-Kudsiyye fi Menâsibi’l-Ünsiyye Elvan Çelebi’nin önemli eserlerinden birisi olarak sayılmaktadır. Eser o dönemde Anadolu’daki dini yaşantı ve kültürel hayatı merkeze alarak kaleme alınmıştır. Eserde tasavvufî konular mesnevi ve beyitler halinde ele alınmıştır. Aynı zamanda şeriat ölçüleriyle emir ve yasaklar doğrultusunda amel etmiştir. Bu hususta bir insan-ı kâmil olmak için hangi mertebelerden geçileceğine dair örnekler vermiştir. Bu konuyu ele almamızdan maksat yıllar önce yaşamış olan bir mutasavvıf ve şairin nasıl ve hangi şartlar içerisinde yetiştiği hakkında bilgi edinmektir. Dolayısıyla ortaya koymaya çalışılan bulguların tasavvuf ve tasavvuf tarihi açısından katkı sağlayacağı kanaatine varılmaktadır.
by OZ
by Elvan Çelebi XIII. It is considered one of the most important figures of the century. In this period, the Ottoman State is newly established, and it needs to be strengthened politically and scientifically. Before the Ottoman State, the Selçuklists, who kept their domination in the territory of Anatolia, always strived to increase the number of Muslim inhabitants where they came, with attention to the military organization. Therefore, he supported the activities of the Horasan hernians who migrated to address the present people in a positive view of their activities to establish a tekke and a zaviye. Elvan Çelebi is known as one of those who have been trained in Islamic and spiritual sciences. Although he was born in Kırşehir, his relativity extends to Horasan and Central Asia. In addition to being a mutasavvıf, he is also wrapped in hadith, literature, poetry and fıkıh knowledge. He tried to reveal misunderstood knowledge and thoughts about Tasavvuf in the framework of the Qur’an and the Sunnah. Elvan Çelebi is a poet and poet. 760/1359-59) It is from the Turkmen Sulail that migrated from Horasan due to the Mongol invasion. It is one of the rare personalities that, with his spiritual direction and life, influenced the development of religious thinking in Anatolia. Elvan Çelebi contributed to the spread of the wrath understanding in the territory of Anadolu. At the same time, according to the Islamic line, it has led to the spread of the Nebebi Sunnah and to find a place in practical life. It is one of the most important works of the Elvan Chelebi. The work was taken to the center of religious life and cultural life in Anatolia during that period. Thus, the subjects of the subjects of the subjects of the subjects of the subjects of the subjects of the subjects of the subjects of the subjects of the subjects of the subjects of the subjects of the subjects of the subjects. He also acted in accordance with the orders and prohibitions. He has given examples of what a man will be able to pass through. The purpose of addressing this issue is to learn about how and under what conditions the poet and mutasavvıf who lived years ago. Therefore, the findings attempted to reveal are expected to contribute from the point of view of Tasavvuf and Tasavvuf history.
Alan : Eğitim Bilimleri; Fen Bilimleri ve Matematik; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|