Resim sanatında ışık ve gölgenin ön plana çıktığı Barok döneminde, 17. yüzyılda Caravaggio ile İtalya’da başlamıştır. Barok dönemi ressamları, konuyu daha etkin bir anlatım biçimi meydana getirmek içi ışık ve gölge oyununa başvurdukları görülmektedir. Ressamlar bu dönemde çoğunlukla ışık-gölgeden faydalanarak renk tonlarından zıtlıklar oluşturarak, diyagonal pozda yatırılan figürlerden, dökümlü elbise kıvrımlarından oluşan dinamizm, kompozisyonda meydana gelen hareket etkileri ön plana çıkartmışlardır. Barok resim sanatı üslubu, Rönesans ve Maniyerizm döneminde tasvir edilen resimlerden farklı olarak, çizginin yerini ışık-gölge uygulamasıyla, eriyen ışıkla birlikte renk tonları girişkenliğiyle hacim oluşturulmuştur. Araştırmanın amacı ressamların yaşadığı dönemin kompozisyon ve ışık-gölge anlayışlarını ele almaktır. Klasik dönem ressamların meydana getirdiği statik ve simetrik kompozisyonlar yerine, Barok’lu ressamlar diyagonal ve hareketli kompozisyonlar betimlemişler. Barok döneminde tasvir edilen açık kompozisyonlar sahnenin sınırları dışına taşmış sonsuzluğa doğru akıp giden doğal gerçekliğin bir parçası olduğu hissini uyandıracak şekilde tasarlanmıştır. Makalede nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır.
Resim sanatında ışık ve gölgenin ön plana çıktığı Barok döneminde, 17. yüzyılda Caravaggio ile İtalya’da başlamıştır. Barok dönemi ressamları, konuyu daha etkin bir anlatım biçimi meydana getirmek içi ışık ve gölge oyununa başvurdukları görülmektedir. Ressamlar bu dönemde çoğunlukla ışık-gölgeden faydalanarak renk tonlarından zıtlıklar oluşturarak, diyagonal pozda yatırılan figürlerden, dökümlü elbise kıvrımlarından oluşan dinamizm, kompozisyonda meydana gelen hareket etkileri ön plana çıkartmışlardır. Barok resim sanatı üslubu, Rönesans ve Maniyerizm döneminde tasvir edilen resimlerden farklı olarak, çizginin yerini ışık-gölge uygulamasıyla, eriyen ışıkla birlikte renk tonları girişkenliğiyle hacim oluşturulmuştur. Araştırmanın amacı ressamların yaşadığı dönemin kompozisyon ve ışık-gölge anlayışlarını ele almaktır. Klasik dönem ressamların meydana getirdiği statik ve simetrik kompozisyonlar yerine, Barok’lu ressamlar diyagonal ve hareketli kompozisyonlar betimlemişler. Barok döneminde tasvir edilen açık kompozisyonlar sahnenin sınırları dışına taşmış sonsuzluğa doğru akıp giden doğal gerçekliğin bir parçası olduğu hissini uyandıracak şekilde tasarlanmıştır. Makalede nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır.
In the Baroque period, when light and shadow came to the forefront in painting, it began in the 17th century with Caravaggio in Italy. The painters of the Baroque era appear to apply to the light and shadow game in order to create a more effective form of narrative of the subject. The painters in this period mostly took advantage of the light-shadow, creating contradictions from the colour tones, dynamism consisting of the figures placed in the diagonal position, drawn clothes curves, the movement effects occurring in the composition have taken the forefront. The Baroque painting art style, unlike the paintings depicted during the Renaissance and the Manifesto period, was created by the place of the line with the application of light-shadow, with the initiativity of color tones along with the irrigating light. The purpose of the research is to deal with the composition and light-shadow perceptions of the time in which the painters lived. Instead of the static and symmetrical compositions created by the classical period painters, Baroque painters painted diagonal and moving compositions. The open compositions depicted in the Baroque era are designed to awaken the feeling that the scene is a part of the natural reality that flows toward eternity, moving beyond the boundaries. In this article, the research method was used.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|