İslamiyetin ilk yayılış yıllarında pek çok halkın dini ve manevi, tarihi ve kültürel tartışmasına neden olan çeşitli yörelerde yaşayan yerel halkların gelenekleri, dünya görüşleri ve manevi değerleri açısından bir münakaşaya hedef olmuştur. İslam dinini benimseyen milletler Müslüman cemaatine kendine has dini ve estetik prensipler, görüşler, kültür, gelenek ve hukuk sistemiyle birlikte katıldığı aşikârdır. O yüzden İslam dini çeşitli halklarda türlü şartlarla benimsenmiş ve kendine özgü bir renge bürünmüştür. Çalışmada pek çok araştırmacılarca ‘Halk İslamı’ şeklini oluşturduğuna inanılan Orta Asya’daki Tasavvuf tarikatları (Yesevilik ve Nakşibendiyye) temsilcilerinin kendi öğreti ve uygulamalarını İslam şeriatına nasıl oturtabildiği, onların hangi öğretilerinin Ortodoks İslam’da bir eleştiriye uğradığı, o eleştirilere mutasavvıf şeyhlerinin nasıl bir tepkide bulunduğuna dair sorulara cevap aranmış ve buna ait veriler gözden geçirilmiştir. Yesevilik ve Hacegan / Nakşibendiyye tarikatı temsilcilerinin tartıştığı konular tartışılmış ve dini akidelerinin meşrulaşma usulleri ve çözüm yolları araştırılmıştır. Yesevi tarikatında Cehr-i Zikre ait eleştiriler ve yorumlar yapılmıştır. Eleştiriler genellikle iki konuyu kapsar. İlki, erkek topluluğunda kadınlar tarafından yapılan bir cehr-i zikr, diğeri ise kamu cehr-i zikirlerinde kullanılan teori ve duaların eleştirisidir. Her iki taraf da kendi görüşlerini Kur’an ayetleri ve Peygamberin hadisleriyle kanıtlamışlardır. Çalışmada ayrıca Yesevi tarikatı ile ilgili cehr-i zikirlerin türleri ve özellikleri de tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: İslam, Tasavvuf, Yesevi Ekolü, Zikir, Meşrulaştırma, Dini Tartışma, Tartışma, Çağatayca.
In the first years of Islam's spread, the local peoples living in various places, which led to religious and spiritual, historical and cultural discussions of many peoples, were targeted to a dispute in terms of traditions, world views and spiritual values. It is clear that the nations that accept Islam are involved in the Muslim community with their own religious and aesthetic principles, opinions, culture, traditions and legal system. Therefore, the Islamic religion has been adopted in various peoples with different conditions and has a unique color. In the study, many researchers have sought to answer the questions about how the representatives of the Tasavvuf taricates in Central Asia (Yesevilik and Nakshibendiya) can put their own doctrines and practices in the Islamic Charity, which doctrines of them are being criticized in the Orthodox Islam, how the mutasavvuf shakhs are reacting to those criticisms, and the data related to it have been reviewed. Themes discussed by the representatives of Yeshevilik and Hacegan / Nakşibendiyye tarikatı have been discussed and the procedures of legitimation and solutions of religious acts have been investigated. There are criticisms and criticisms of the Cehr-i Zikre. Criticism usually covers two subjects. The first is the criticism of the theories and prayers used in the public cehr-i memories, and the second is the criticism of the theories and prayers used in the public cehr-i memories. Both sides have proved their views with the Qur’an verses and the Messengers’ hadits. The study also discussed the types and characteristics of the cehr-i memories related to the Yesevi taricate. Keywords: Islam, Tasavvuf, Yesevi Ecology, Zikir, Legalization, Religious Debate, Debate, Time.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|