2016 yılı itibariyle Türk ceza muhakemesindeki yargılama sistemi üç dereceli hale gelmiştir. Bu sistem içerisinde, istinaf kanun yolu hem maddi hem de hukuki meselenin denetlendiği “ikinci derece” bir kanun yolu olarak işlev görmekte ve adil yargılanma hakkı açısından önemli bir güvence teşkil etmektedir. İstinaf kanun yolunda, ilk derece mahkemesinin kararındaki hukuka ve usule aykırılıkların “düzeltilmesi” kural iken “bozma” istisnadır. Bu sebeple CMK’de bozma kararı verilebilecek haller sınırlı bir şekilde sayılmıştır. İlk derece mahkemelerinin, bozma kararına karşı direnmeleri mümkün olmadığından (CMK m. 284/1), bozmadan sonraki serbestlik kuralı uyarınca yeni bir karar verilmesi gerekmektedir. Sanık hakkında verilen beraat kararının istinaf kanun yolunda bozulmasından sonra, ilk derece mahkemesinin “mahkûmiyet” kararı vermesi ve bu kararın da istinaf kanun yolunda kesinleşmesi söz konusu olabilecektir. Direnme yasağı nedeniyle, bozmadan sonra tesis olunan mahkûmiyet kararı bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin kararı gibi değerlendirilerek, bozmadan sonra tesis olunan ve istinaf kanun yolunda kesinleşmesi gereken mahkûmiyet kararı bakımından, temyiz kanun yolunun açık olup olmadığı uygulamada tartışmalıdır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|