Günümüz Amerikan yazarlarından Dennis Lehane’nin Zindan Adası adlı romanı, aslında Aschecliffe Hastanesi’nde bir hasta olan ana karakter, Teddy Daniels’ın karmaşış iç yaşamına odaklanır. Roman kaybolan bir hastanın araştırılmasına dayalı bir detektif öyküsü sunmasına rağmen, ana karakter eşinin ve çocuklarının ölümünü kapsayan rüyaları ve halüsinasyonlarını yansıtan fevri ve aksi davranışlarıyla okuyucunun dikkatini çeker. Korkunç anılarından dolayı, gerçeği kabul etmeyi reddeder ve her defasında kendisinin, doktorların ve çalışanların farklı roller aldığı kendi kurgusal gerçekliğini yaratır. Ancak bilinçdışında saklamayı tercih ettiği gerçekler sürekli rüyaları ve halüsinasyonlarıyla yeniden ortaya çıkar. Analitik psikolojinin önemli isimlerinden biri olan Carl Jung, psikolojik sağlık için dengede olmaları hayati önem taşıyan rüyaları ve kişisel bilinçdışını ilişkilendirir. Ana karakter ölen eşinin ve çocuklarının halüsinasyonlarını sözde detektif kimliğinden ayıramamaktadır. Böylece, bu makale Teddy Daniels’ın rüyaları ve bilinçdışı arasındaki ilişkiyi Jung’un analitik psikoloji bakış açısına değinerek, özellikle rüyalar, halüsinasyonlar, kişisel bilinçdışı ve gölge kavramları üzerinden incelemeyi amaçlar.
Günümüz Amerikan yazarlarından Dennis Lehane’nin Zindan Adası adlı romanı, aslında Aschecliffe Hastanesi’nde bir hasta olan ana karakter, Teddy Daniels’ın karmaşış iç yaşamına odaklanır. Roman kaybolan bir hastanın araştırılmasına dayalı bir detektif öyküsü sunmasına rağmen, ana karakter eşinin ve çocuklarının ölümünü kapsayan rüyaları ve halüsinasyonlarını yansıtan fevri ve aksi davranışlarıyla okuyucunun dikkatini çeker. Korkunç anılarından dolayı, gerçeği kabul etmeyi reddeder ve her defasında kendisinin, doktorların ve çalışanların farklı roller aldığı kendi kurgusal gerçekliğini yaratır. Ancak bilinçdışında saklamayı tercih ettiği gerçekler sürekli rüyaları ve halüsinasyonlarıyla yeniden ortaya çıkar. Analitik psikolojinin önemli isimlerinden biri olan Carl Jung, psikolojik sağlık için dengede olmaları hayati önem taşıyan rüyaları ve kişisel bilinçdışını ilişkilendirir. Ana karakter ölen eşinin ve çocuklarının halüsinasyonlarını sözde detektif kimliğinden ayıramamaktadır. Böylece, bu makale Teddy Daniels’ın rüyaları ve bilinçdışı arasındaki ilişkiyi Jung’un analitik psikoloji bakış açısına değinerek, özellikle rüyalar, halüsinasyonlar, kişisel bilinçdışı ve gölge kavramları üzerinden incelemeyi amaçlar.
The American writer Dennis Lehane The island of Zindan His novel, the main character, who is actually a patient at the Aschecliffe Hospital, focuses on Teddy Daniels' complicated inner life. Although the novel presents a detective story based on the investigation of a missing patient, the main character attracts the reader's attention with his ferocious and opposite behavior that reflects his dreams and hallucinations that cover the death of his spouse and children. Because of his horrible memories, he refuses to accept the truth and creates his own fictional reality every time he takes the different roles of himself, the doctors and the staff. But the facts he prefers to hide out of consciousness are constantly revealed with his dreams and hallucinations. Carl Jung, one of the important names of analytical psychology, relates the vital dream of being balanced for psychological health to his personal awareness. The main character cannot separate the hallucinations of the deceased spouse and children from the so-called detective identity. Thus, this article aims to study the relationship between Teddy Daniels' dreams and unconsciousness from Jung's analytical psychology point of view, especially through dreams, hallucinations, personal unconsciousness and shadow concepts.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|