Tutukluluk ve hükümlülükte geçirilen sürenin toplum ve mahkûm açısından verimli bir şekilde değerlendirilebilmesi için ceza infaz mevzuatımızda çeşitli çalışma programları düzenlenmiştir. Bu çalışmalarda çalışan açısından asıl amaç iş sözleşmesinden farklı olarak ücret elde etmek olmasa da, yapılan çalışma nedeniyle sigortalılık ilişkisinin oluştuğu kabul edilmektedir. 5510 sayılı Kanunda sadece Ceza İnfaz Kurumları bünyesindeki işyurtlarında çalışanların kısmen sigortalı olacakları düzenlenmiştir. Ancak bu grup dışında kalanların gerek ceza infaz kurumu içinde gerekse dışında yaptıkları çalışmalarından dolayı ortaya çıkacak sigortalılık ilişkisi açıkça düzenlenmemiştir. Çalışmamızda ceza infaz mevzuatı kapsamında yapılan tüm bu çalışmalarda kazanılan farklı sigortalılık statüleri incelenecektir. Ortaya çıkan farklılığın sosyal güvenlik hakkından herkesin yararlanmasını öngören Anayasal dayanağa ve eşitlik ilkesine uygunluğu değerlendirilecektir.
Our criminal execution legislation has organized various work programs to effectively assess the period spent in prison and prison in terms of society and prisoners. Although the main purpose of this work is not to obtain a salary other than the employment contract, it is believed that the insurance relationship is formed due to the work done. The Law No. 5510 regulates that only the employees in the workplace within the Criminal Execution Institutions will be partially insured. However, the insurance relationship that will arise because of the work of those who remain outside of this group is not clearly regulated. In our work we will examine all the different insurance statutes gained in these work under the criminal execution legislation. The discrepancy will be assessed in accordance with the Constitutional basis and the principle of equality that provides for the benefit of everyone from the right to social security.
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|