AMAÇ: Diş hekimleri/doktorlar tarafından kullanılan/reçete edilen ya da hastaların aldığı ilaçlar, advers ilaç reaksiyonlarına (AİR) yol açabilmektedirler. Bu yüzden, diş hekimlerinin profesyonel hayatları boyunca AİR ile karşılaşma olasılıkları göz ardı edilemez ve diş hekimlerinin AİR raporlarını spontan bildirimleri ile farmakovijilans sistemlerine katkıları, AİR’nin erken tespiti ve önlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu çalışma, diş hekimlerinin farmakovijilans ve AİR raporlaması hakkında bilgi, tutum ve uygulamalarının değerlendirilmesini amaçlamaktadır. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Türkiye’nin kuzeybatı bölgesinde genel diş hekimleri (GDH) ve uzman diş hekimleri (UDH) arasında, farmakovijilans ve AİR raporlaması hakkında bilgi, tutum ve uygulamalarını değerlendiren 30 soruluk bir anket, elektronik olarak dağıtılmıştır. Elde edilen veriler istatistiksel olarak analiz edilmiştir (p<0,05). BULGULAR: Katılımcıların büyük çoğunluğu, farmakovijilans (%64,7), AİR (%74,9) ve yan etki (%58,1) terimlerini tanımlayabilmiştir. UDH’ler, diş hekimleri/doktorlar tarafından kullanılan/reçete edilen ilaçlar ya da hastaların aldığı diğer ilaçlarla ilgili AİR’lerin, GDH’lere göre önemli ölçüde daha fazla farkındaydı. Ayrıca, bu ilaçlarla ilgili AİR farkındalığı, ≤12 yıllık deneyime sahip katılımcılar arasında anlamlı olarak daha yüksekti (p<0,05). Katılımcıların yalnızca %2,8’i (4 GDH, 6 UDH) profesyonel hayatlarında bir AİR bildirmiştir. Ancak, katılımcıların %52,5’i profesyonel hayatlarında oral mukozal AİR ile karşılaşmışlardır; bu oran UDH grubunda ve >12 yıllık deneyime sahip katılımcılarda istatistiksel olarak daha yüksekti (p<0,05). SONUÇ: AİR'lerin teşhisinde ve raporlanmasında diş hekimlerinin rolü, sağlık sisteminin ayrılmaz bir parçası oldukları için küçümsenmemelidir. Türkiye'de hem GDH'lerin hem de UDH'lerin AİR raporlama sistemine katkılarının iyileştirilmesi gerekmektedir. Ek olarak, AİR raporlaması diş hekimlerinin günlük pratiklerine entegre edilmelidir.
ABSTRACT Objectives: The drugs commonly used/prescribed by dentists/physicians or consumed by patients may cause adverse drug reactions (ADRs). Therefore, the possibility of dentists to encounter an ADR during their professional lives cannot be underestimated and the contribution of dentists to pharmacovigilance systems by notifying spontaneous ADR reports play an important role in the early detection and prevention of ADRs. This study aimed to assess the knowledge, attitudes and practices of dentists regarding pharmacovigilance and ADR reporting. Materials and Methods: A questionnaire with 30 questions evaluating knowledge, attitudes and practices of pharmacovigilance and ADR reporting among general dentists (GDs) and specialist dentists (SDs) was distributed electronically in northwestern region of Turkey. Data were statistically analyzed (p < 0.05). Results: Most of the participants were able to define the terms of pharmacovigilance (64.7%), ADR (74.9%) and side-effect (58.1%). SDs were significantly more aware of ADRs related to the drugs used/prescribed by dentists/physicians and other drugs consumed by patients than GDs. Additionally, awareness of ADRs regarding these drugs was significantly higher among participants with ≤12 years of experience (p<0.05). Only 2.8% of participants (4 GDs, 6 SDs) reported an ADR in their professional lives. However, 52.5% of participants had encountered an oral mucosal ADR during their professional lives, which was statistically higher in the group of SDs and participants with >12 years of experience (p<0.05). Conclusions: The role of dentists in the diagnosis and reporting of ADRs should not be underestimated since they are an integral part of the healthcare system. The contribution of both GDs and SDs to the ADR reporting system needs to be improved in Turkey. Additionally, ADR reporting should be integrated into daily practices of dentists.
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|