Tarih boyunca, kadın ayrımcılığına farklı toplumlarda ve çeşitli biçimlerde şahitlik edilmiştir. Bu ayrımcılık ailede başlayıp bir bütün olarak topluma yayılır. Tek tanrılı dinler bile kadınları ikincil düzlemlere maruz bıraktı ve bazı durumlarda onları saf olmayan kaynaklarla ilişkilendirdi. Bütün tek tanrılı dinler, kadınların cinselliğini, erkeklere ve dolayısıyla topluma yönelik bir tehdit oluşturduklarına inandıkları için kontrol altına aldı. Bununla birlikte, farklı şekillerde ve birçok cephede, kadınlar bireysel veya toplu olarak bu erkek egemenliğine direndiler. Cesaret verici bir yönü, yüzyıllarca süren bu savaşın ortasında, bazı erkeklerin bu özgürleştirici insanlık projesinde kadınların yanında görünmesidir. Türk toplumunda, kadınlar ve erkekler arasında eşit hakları savunan Atatürk kişisinde temel haklarının savunucusunu buldular. Bu, Batı toplumunun bile yalnızca erkeksi olduğu ve kadınların az haklarının olduğu ve rollerinin evin yeniden üretimi ve bakımı için ayrıldığı bir zamanda gerçekleşti. Bu makale, Türk kadınlarının Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar kurtuluşuna dair kısa bir yansıma sunmaktadır. Genel olarak, araştırmanın yapıldığı dönemde kadınların ekonomiye katkısının haklarını kazandıkça arka plana itilmeye devam ettiğini belirttik. Bu amaçla, Osmanlı İmparatorluğu'ndan bu yana kadınların özgürleştirici sürecinin kısa bir tanımı yapılmıştır.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|