Semboller ve sembolik düşünme ilkelden post-modern döneme kadar insan türünün ayırt edici özelliklerinden birisi olarak ele alınır. Dünyayı tanıma sürecinde insan modern zamanlarla birlikte farklı sembolik sistemler olarak öğretilerin, kuramların ve büyük anlatıların etkisi altındadır. Bunun altında yatan en önemli sebeplerden birisi ideolojinin kuramsal beşiği olan aydınlanmanın insanların hayatında bir “anlam” boşluğu ortaya çıkarmasıdır. Dünyaya anlam verme ihtiyacında olan insan çeşitli öğretilere, anlatılara ya da mitlere başvurarak bu boşluğu gidermeye çalışır. İdeolojiler kitlelere basit ve anlaşılır hayat tasavvurları yaratma ve çelişkileri en aza indirecek bir toplum haritası sunma iddiasındadırlar. Bundan dolayı birer anlam taşıyıcısı olarak sembolleri ve sembolik biçimleri de yoğun olarak kullanmak zorundadırlar. Çünkü ideolojiler var olmak için sürekli kitleye ihtiyaç duyarlar ve kitlenin türdeş bir hale getirilmesi semboller ile kuracağı birlik hissine bağlıdır. İdeolojilerin sembolleştirilmesi bu anlamda ideolojinin söylemlerinin, bir topluluğun inşa edilmesi sürecinde kendisini sembollerle ifade etmesidir. Çalışma bu doğrultuda ideoloji-anlam ekseninde sembollerin etkilerine ve kullanım biçimine odaklanmıştır.
Semboller ve sembolik düşünme ilkelden post-modern döneme kadar insan türünün ayırt edici özelliklerinden birisi olarak ele alınır. Dünyayı tanıma sürecinde insan modern zamanlarla birlikte farklı sembolik sistemler olarak öğretilerin, kuramların ve büyük anlatıların etkisi altındadır. Bunun altında yatan en önemli sebeplerden birisi ideolojinin kuramsal beşiği olan aydınlanmanın insanların hayatında bir “anlam” boşluğu ortaya çıkarmasıdır. Dünyaya anlam verme ihtiyacında olan insan çeşitli öğretilere, anlatılara ya da mitlere başvurarak bu boşluğu gidermeye çalışır. İdeolojiler kitlelere basit ve anlaşılır hayat tasavvurları yaratma ve çelişkileri en aza indirecek bir toplum haritası sunma iddiasındadırlar. Bundan dolayı birer anlam taşıyıcısı olarak sembolleri ve sembolik biçimleri de yoğun olarak kullanmak zorundadırlar. Çünkü ideolojiler var olmak için sürekli kitleye ihtiyaç duyarlar ve kitlenin türdeş bir hale getirilmesi semboller ile kuracağı birlik hissine bağlıdır. İdeolojilerin sembolleştirilmesi bu anlamda ideolojinin söylemlerinin, bir topluluğun inşa edilmesi sürecinde kendisini sembollerle ifade etmesidir. Çalışma bu doğrultuda ideoloji-anlam ekseninde sembollerin etkilerine ve kullanım biçimine odaklanmıştır.
Symbols and symbolic thinking are treated as one of the distinctive characteristics of the human species from the principle to the post-modern era. In the process of recognizing the world, man is under the influence of doctrines, theories and great stories as different symbolic systems along with modern times. One of the most important reasons under this is that the theoretical threshold of the ideology is that the illumination reveals a "sensitive" emptiness in people's lives. The man who needs to understand the world tries to remove this emptiness by applying to various teachings, stories or myths. Ideologists claim to create simple and understandable life patterns to the crowds and to provide a community map that will minimize the contradictions. Therefore, they must use their symbols and symbolic forms intense as one-sensitive carrier. Because ideologies need the constant mass to exist, and the fact that the masses are transformed is dependent on the sense of unity that they will establish with symbols. The symbolization of the ideologies in this sense is that the words of the ideology express themselves with symbols in the process of building a community. The study in this direction focuses on the effects of symbols and the way of use in the ideology-sensual axis.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|