Osmanlı döneminde fetvaların da manzum biçimde verilmesiyle orijinal bir uygulama başlamış ve böylece Türk edebiyatı yeni bir nazım türünün daha sahibi olmuştur. Ancak bu orijinal metinler kendi dönemlerinde gerekli tertip ve itinayı pek göremediklerinden günümüze sağlıklı biçimde ulaşmaları mümkün olmamıştır. Bir kısmının yazarı belli olmayan bu fetvaların bir kısmınınki de hatalı biçimde kaydedilmiştir. Çok az mevcudu olan bu fetvalar diğer fetvalarla birlikte kitaplara pek alınmadıklarından rastgele şiir ve fevaid mecmualarına kaydedilmişler bu da yanlış, eksik bilgilerle değerlendirilmelerini beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada yazarı belli olmayan bir manzum fetva ele alınmış ve içeriğindeki mizahi, tariz karakterli garip tartışma incelenmiştir. Osmanlı manzum fetvalarında sık görülen bu durum, bir fetva letâifi olarak da tanımlanabilir. Mesela Şeyhülislam Kemalpaşazâde’nin de esrar ve şarap hakkında buna benzer mizahi bir manzum fetvası olup esrara cevaz verdiği için kendisiyle adeta alay edilmiş ve şarap için de cevaz vermesi şaka yollu istenmiştir. Kendisi de buna şarabın ölüm sarhoşluğunda içilebileceğine dair mizahi ve mecazi bir cevap vermiştir. Bu çalışmada incelenen imzasız manzum fetva, layık olmadığı hâlde kadılığa atandığı ileri sürülen Gelibolu kadısı hakkındadır. Bu fetvada Gelibolu kadısının haketmediği hâlde göreve atandığı dile getirilerek kazasker de suçlanmakta; kazasker verdiği cevapta bunu kabul etmeyip müddeiyi suçlamaktadır.
Osmanlı döneminde fetvaların da manzum biçimde verilmesiyle orijinal bir uygulama başlamış ve böylece Türk edebiyatı yeni bir nazım türünün daha sahibi olmuştur. Ancak bu orijinal metinler kendi dönemlerinde gerekli tertip ve itinayı pek göremediklerinden günümüze sağlıklı biçimde ulaşmaları mümkün olmamıştır. Bir kısmının yazarı belli olmayan bu fetvaların bir kısmınınki de hatalı biçimde kaydedilmiştir. Çok az mevcudu olan bu fetvalar diğer fetvalarla birlikte kitaplara pek alınmadıklarından rastgele şiir ve fevaid mecmualarına kaydedilmişler bu da yanlış, eksik bilgilerle değerlendirilmelerini beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada yazarı belli olmayan bir manzum fetva ele alınmış ve içeriğindeki mizahi, tariz karakterli garip tartışma incelenmiştir. Osmanlı manzum fetvalarında sık görülen bu durum, bir fetva letâifi olarak da tanımlanabilir. Mesela Şeyhülislam Kemalpaşazâde’nin de esrar ve şarap hakkında buna benzer mizahi bir manzum fetvası olup esrara cevaz verdiği için kendisiyle adeta alay edilmiş ve şarap için de cevaz vermesi şaka yollu istenmiştir. Kendisi de buna şarabın ölüm sarhoşluğunda içilebileceğine dair mizahi ve mecazi bir cevap vermiştir. Bu çalışmada incelenen imzasız manzum fetva, layık olmadığı hâlde kadılığa atandığı ileri sürülen Gelibolu kadısı hakkındadır. Bu fetvada Gelibolu kadısının haketmediği hâlde göreve atandığı dile getirilerek kazasker de suçlanmakta; kazasker verdiği cevapta bunu kabul etmeyip müddeiyi suçlamaktadır.
Field : Eğitim Bilimleri; Filoloji
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|