Günümüzde tartışılan önemli konulardan biri bilimsel ve teknolojik gelişmenin demokrasiye etkisidir. Genel olarak bu etkileşimin sonuçlarına ilişkin iki görüş öne çıkmaktadır. İlk görüşe göre elde edilen teknolojik imkanlarla bilginin daha geniş ve kolay biçimde paylaşımı gerçekleşmiş ve böylece eskisinden daha katılımcı bir demokrasi elde edilmiştir. İkinci görüşe göre ise teknolojiye ulaşamayan çok geniş bir kesimin varlığı ve siyasetin neredeyse tamamen bilimsel ve teknik bir faaliyet haline geldiği düşünülürse katılımcı demokrasiyi yeniden düşünmek gerekmektedir. Bu görüşü savunanlar, günümüzde ekonomi, kentleşme, çevre, halk sağlığı, enerji, endüstriyel tarım, gıda, bilim ve teknoloji gibi alanlarda kalıcı ve kapsamlı politikalar üretilememesini bilimsel fakat toplumsal desteği olmayan siyasete bağlamakta ve çözümü bilimsel ve teknik olanla toplumsal olanın dengeli etkileşiminin gerçekleştiği bir kamusal alanda ve bu alanı inşa edecek yeni bir yurttaşlık anlayışında görmektedirler. Bu anlayışı bireyin teknolojik toplumdaki hak ve sorumluluklarının genel çerçevesini çizen tekno-bilimsel yurttaşlık anlayışı şeklinde ifade etmek mümkündür. Bu çalışmada tekno-bilimsel yurttaşlık anlayışının bir teknolojik toplum haline gelen Türkiye için önemi, anlamı ve muhtemel içeriği ele alınacaktır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|