Dijital iletişim ağların gündelik hayatımızın bir parçası haline geldiği günümüzde, yeni toplumsal hareketlerin bu yeni araçları kullanım biçimleri sıklıkla tartışılmaktadır. Toplumsal hareket iletişiminin sosyal medya platformlarına taşınmaya başladığı bir ortamda, bu gidişatın toplumsal etkilerine karşı eleştirel yaklaşımlar da çoğalmıştır. Çalışmanın amacı, yeni toplumsal hareketler ve bu bağlamda dijital iletişim ağlarının kullanımına ilişkin literatürü ortaya koyduktan sonra, Ortadoğu’daki Arap Baharı ve İspanya’daki 15-M hareketleri üzerinden yeni iletişim teknolojilerinin kendiliğinden demokratik kültüre katkı yaptığı ve toplumsal hareketlerin etki kapasitesini genişlettiği yönündeki iyimser inanışa eleştirel bir bakış getirmektir. Bu doğrultuda, dijital araçları toplumsal değişimin asli unsuru olarak gören teknolojik determinist bir yaklaşım yerine, internet ortamını demokratik ve şeffaf hale getirici süreçleri desteklemek daha bilinçli bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır. Bu çerçevede çalışmada, yeni iletişim teknolojilerinin getirdiği risklere, sosyal medya platformlarının toplumsal hareketlerin sosyal değişim hedefleri bağlamındaki sınırlılıklarına ve dijital platformlara karşı eleştirel ve sorgulayıcı yaklaşmanın önemine dikkat çekilmiştir.
Today when digital communication networks have become a part of our daily lives, the use of these new tools by the new social movements is discussed frequently. In an environment where the political communication process is moving to social media platforms, critical approaches against the social impacts of this trend have also increased. The purpose of this study is to present a critical view to the optimistic belief that new communication technologies contribute to the democratic culture and expand the impact capacity of social movements per se, through Arab Spring in the Middle East and 15-M movements in Spain, after introducing the literature concerning new social movements and in this context, the use of digital communication networks. In this respect, supporting processes that will make the internet environment democratic and transparent instead of a technological determinist approach that considers digital tools an essential element for social change stands out as a more prudent approach. In sum, the study has stressed the risks of new communication technologies, limitations of social media platforms in the context of social change goals of social movements and the importance of developing a critical and questioning approach to digital platforms.
Alan : Eğitim Bilimleri; Güzel Sanatlar; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|