1204 yılında dördüncü Haçlı ordusunun Konstantinopolis’i ele geçirmesinden sonra Bizans devletinin Nikea’da yaşadığı sürgün koşulları Bizans kültürel yaşamında Helenlilik bilincinin artmasına yol açmıştır. İmparatorluğun ilk kez bu dönemde görülen Helenistik gelenekle ilişkilenmesi, Bizanslıların “gerçek Romalılık” iddiasında bulunan batılı rakiplerinden üstünlüğünü vurgulamak için ortaya çıkmıştır. On dördüncü yüzyılda giderek yoğunlaşan Helenlilik düşüncesi, Ortodoks Hıristiyan inancıyla birlikte yeni bir Bizans kimliğinin şekillenmesini sağlamıştır. Bu durum aynı zamanda teolojide Hesikast ruhsallığın Latin Hıristiyanlığına karşı bir tepki olarak gelişmesini beraberinde getirmiştir. Bu açıdan geç Bizans kültür yaşamında ortaya çıkan yeni eğilimler Latin batıya karşıt olarak Helen, Ortodoks bir Roma imparatorluğuna işaret ederken ulusal Yunan kimliğinin ana hatlarını oluşturan bir içeriğe sahiptir. Dini ikonografide de etkisini gösteren yeni eğilimler, resim sanatında İsa’nın Soyağacı (Tree of Jesse), Hayat Pınarı Meryem (Zoodokhos Pege), İsa’nın dönüşümü (Metamorfosis) ya da Krali Deesis gibi ikonografilerde görülebilir. Bu makalede Bizanslılar’ın kendilerini algılamadaki ideolojik dönüşümleri, konuyla ilgili ikonografi izleğinde analiz edilmeye Bizans resim sanatında ortaya çıkan yeni ikonografiyle birlikte yeni eğilimlerin önceki ikonografide yarattığı değişiklikler ortaya konulmaya çalışılmaktadır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|