Özet:

Kadının toplum içerisindeki yeri ve önemi büyüktür. Günümüzde dünyadaki nüfusun yaklaşık yarısını kadınlar oluşturmaktadır. Kadınların işgücüne katılımı, sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir unsuru olarak kabul edilmektedir.  Türkiye'de kadınların işgücüne katılım oranları düşük olduğu gibi istihdama katılım oranları da oldukça düşüktür. Türkiye, kadın istihdam oranınındüşük olduğu Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ülkesidir.  Anne olmak, gelir getiren bir işte çalışmak, kadın sağlığını belirleyen faktörlerin başında gelmektedir. Kadınların ücretli çalışanlar arasına katılması, hem ev yaşamında hem de çalışma ortamında birçok tartışmalara yol açmaktadır. Kadınlarımızın hem ev kadını olarak hem de anne olarak karşılaştığı sorunlar, uygun olmayan çalışma ortamı ve toplumsal baskılar gibi olumsuz etkiler, kadının çok yönlü sorumluluklar ve sorunlar altında kalmasına yol açmaktadır. Çalışma yaşamındaki kadınların çalışma ortamındaki risklerden kaynaklanan sağlık sorunlarının (meslek hastalıkları ve iş kazaları) yanında,  kadınların istihdam edildiği sektörlere göre, işle ilgili olan hastalıklar da ortaya çıkabilir. Kadın işçilerin geçirdiği iş kazaları, meslek hastalıkları ve üreme sağlığı ile ilgili sorunlar her geçen gün artmaktadır. Bununla beraber çalışma durumunun kadın sağlığı üzerine olumsuz etkilerinin yanında olumlu etkilerinin de olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Bazı çalışmalarda çalışan kadınların yaşam kalitesinin ev kadınlarına göre daha iyi olduğu ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına sahip oldukları belirtilmiştir. Kadınlar Sanayileşmiş ülkelerde işgücünün büyük bir yüzdesini oluşturmaktadır. Avrupa'da ve dünyanın birçok başka yerlerinde de, üreme çağındaki kadınlar işyerlerinde işgücünün önemli bir kısmını oluşturdukları için işverenler yasalar ve yönetmelikler ile çalışan kadınların korunması ve sorunlarının çözümlenmesi için gerekli kolaylıkların sağlanması ve kadınların sağlık riskleriniaza indiren düzenlemeler yapması gerekmektedir. 

Anahtar Kelimeler: