Bu makalenin amacı John Locke ve Jean-Jacques Rousseau’nun sistemlerinin önemli bir parçasını oluşturan doğa durumu ve mülkiyet anlayışlarını karşılaştırmaktır. Düşünürlerin doğa durumu hakkındaki düşüncelerini dikkate aldığımızda Locke, insanın doğa durumunda eşit ve özgür olduğunu belirtmektedir. Ancak Locke’a göre, insanın doğasının iyi olmasına rağmen sahip olduğu mülkiyetin diğerlerinin tecavüzüne açık olması doğa durumunda kaosun yaşanmasına sebep olmaktadır. Rousseau’ya göre ise, uygarlık doğası gereği iyi olan insanın zihnine zamanla yerleşen mülkiyet anlayışını geçerli kılmıştır ve bu yüzden insanın köleleştiğini belirtmiştir. Rousseau’ya göre uygarlık aynı zamanda temel taşları olan bilim ve sanatın yardımıyla insanlığı hapsetmiştir. Rousseau, bu durumun, insanı iyi olan doğasından uzaklaştırdığı görüşündedir. Aslında her iki filozofun felsefi sistemlerinde kalkış noktaları aynı olmasına rağmen doğa durumu ve mülkiyet anlayışları göz önüne alındığında farklı sonuçlara ulaştıkları görülmektedir.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|