XI. yüzyıl ve sonrasında Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türk boyları kendileriyle birlikte edebî geleneklerini de beraberinde getirmişlerdir. Böylece Anadolu'da Oğuz şivesine dayalı yeni bir yazı dili gelişmeye başlamıştır. Aynı zamanda Arapçadan ve Farsçadan tercümeler başlamıştır. Bu dönemde mesnevi, Kur'an tercümeleri, siyer, fıkıh, tezkiretü'l-evliya, tasavvufla ilgili metinler, siyasetnameler, tıp vb. alanlarında birçok eser tercüme edilmiştir. Böylece bu dönem, Türk dili ve kültür tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Her ne kadar bu dönemde Arapçadan ve Farsçadan tercüme yoluyla eserler verilse de, bu tercümelerde yabancı unsurların fazla karışmadığı bir dönem olmuştur. Türkçenin dönemlerine bakıldığında, söz varlığı içinde yer alan isim, sıfat, edat gibi kelimelerde yabancı unsurlu kelimeler de bulunmaktadır. Buna karşı bu dönemlerde fiiller hep millî bir görüş sergilemiştir, hatta yabancı kökenli kelimeler Türkçe eklerle fiilleştirilerek kullanılmıştır. Türkçede binlerce yabancı kelimenin isim kökenli olduğu hâlde fiil alış verişi olmadığını söylenebilir. Ayrıca geniş anlam imkânlarıyla, zaman ve eylem çeşitleriyle dile son derece zengin ifade imkânı vermektedir. Bu çalışmada, XV. yüzyılın sonlarına doğru Farsçadan tercüme yoluyla meydana getirilmiş Ebû İshâk İbrâhîm b. el-Mansûr b. Halefi'l-Müzekkir en-Nisâbûrî'nin Kısasü'l-Enbiyâ adlı eserdeki birleşik fiiller üzerinde durulacaktır. Özellikle Türkçe kelimelerle kurulan esas anlamı korumuş birleşik fiiller, karmaşık fiiller ve tasvir fiilleri ele alınacaktır.
The XI. The Turkish highs who migrated from Central Asia to Anatolia in the century and afterwards brought with them their literary traditions. Thus, a new written language based on Son's heaven began to develop in Anadolu. Translations from Arabic and Persian have also begun. In this period, mesnevi, Quran translations, siyer, fıkıh, tezkiretü'l-evliya, texts related to tasavvuf, politics, medicine, etc. Many works have been translated. This period has become a turning point in the history of Turkish language and culture. Although works were given through translation from Arabic and Persian during this period, there was a period in which foreign elements were not too mixed. When you look at the periods of Turkish, there are also foreign elements in the words, such as name, status, edat, which are included in the word existence. On the contrary, in these periods the facts have always shown a national view, and even foreign-born words have been used by the fact of Turkish additions. In Turkish, thousands of foreign words are named originally, but there is no real purchase data. It also gives a very rich expression of the language with its widespread possibilities of meaning, time and action. In this article, XV. In the end of the century, by the way of translation from Persian, Abû Ishaq Ibrahim b. al-Mansûr b. al-Halefi-Muzekkir en-Nisâbûr’s short-lived-Enbiyâ’s unified facts will be focused on. In particular, the main meaning established by the Turkish words will be addressed by protected united facts, complex facts and imaging facts.
Alan : Filoloji; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|