İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “menfaati ihlal edilenlerin” iptal davası açabilecekleri ifade edilmiştir. Doktrinde ve yargı içtihatlarında menfaatin, kişisel, güncel ve meşru olması gerektiği kabul edilmektedir. Bu makalenin konusu menfaatin kişiselliğidir. Menfaatin kişiselliği, idari işlemin kişiyi doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemesi anlamına gelir. Kişisellik niteliğine kesin sınırlar koymak mümkün değildir. Her bir dava konusu açısından ayrıca değerlendirilmelidir. İdari yargı yerlerinin menfaate ilişkin yorumu büyük önem taşır. Zira menfaatin kişisellik niteliğinin dar ya da geniş yorumlanması iptal davalarının alanını daraltacak ya da genişletecektir. Bu mesele Danıştayın davacının özelliklerinin yanlış değerlendirerek dolaylı ve kişisel menfaat kavramını hayli sınırlandırdığı bir kararı ışığında incelenecektir.
Alan : Hukuk
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|