Osmanlı Devleti’nin ekonomik ve mali hayatında önemli yeri olan tuz, hem iç piyasada kullanılan hem de ihraç edilen bir madendi. 1862 yılında Tuz Nizamnamesi çıkarıldıktan sonra tuzun iç piyasadaki dolaşımı ve ihracatının denetlenmesi devlet eliyle yürütüldü. Nizamnamenin ardından uygulanan inhisar ve ithal yasağına uymak istemeyenler ise daha önce kullandıkları yollarla Osmanlı limanlarına tuz getirdiler. Bununla beraber iç piyasada yeterince bulunmasına rağmen çoğu zaman daha ucuz olduğu için yurtdışından kaçak tuz tercih edildi. Osmanlı Devleti ile diplomatik ve ticari yakın ilişkileri bulunan Sicilya da tuz taşınan yerlerdendi. Sicilyalı gemiciler Osmanlı limanlarına kaçak yollardan tuz taşımaya çalışırken, dönemin Floransa elçisi Rüstem Paşa tuz kaçakçılığın önüne geçilmesi için kendi yöntemlerini geliştirdi. Konsolosluklardan tuz kaçıran gemilerin bilgilerini rapor etmelerini isteyen Rüstem Paşa, elde ettiği istihbaratı Rüsûmat Emaneti’ne bildirdi. Rüstem Paşa, Sicilya’dan Osmanlı limanlarına gitmek üzere yola çıkan tüm kaçak tuz yüklü gemileri konsolosluklardan aldığı bilgilerle raporladı ve Babıâli Hükümeti’ni gümrüklerde önlem alınması yolunda uyardı.Osmanlı Devleti’nde tuz ticareti ve kaçakçılığıyla ilgili çalışmalar, zamansal olarak Düyun-ı Umumiye, bölgesel olarak da Kıbrıs ve Karadeniz üzerinde yoğunlaşmış, dünyaca ünlü tuzlalara sahip olan Sicilya’ya yer verilmemiştir. Bu sebeple İtalyan Milli Birliği kurulduktan sonra Floransa Sefiri olarak görev alan Rüstem Paşa’nın Sicilya’dan Osmanlı limanlarına doğru tuz taşıyan gemilere önlem alınması için Rüsûmat Emaneti ve Hariciye’ye bildirdiği tamamı Fransızca tahriratları önem arz etmektedir. Çalışmadaki belgeler, Tuz İnhisarı’nın uygulanmaya başladığı 1862 yılından sonraki kaçakçılık olaylarını içermektedir. Belgelerde Sicilya’dan kaçakçılık yapan gemilerin kalkış ve varış limanları, kapasiteleri, taşıdıkları tuz miktarı hakkında bilgiler bulunmaktadır. Osmanlı Arşivi Hariciye İdare kataloğundaki Rüstem Paşa’nın tahriratlarından oluşturulan tablo, çalışmanın sonunda verilecektir.
Salt, which is an important place in the economic and financial life of the Ottoman State, is a mineral used and exported in both the internal market. In 1862, after the Salt Name was issued, the circulation and export of salt in the domestic market was controlled by the state. Those who do not want to follow the inhisar and import prohibition that was applied after Nizamnamen brought salt to the Ottoman ports by the ways they used before. However, although it is available enough in the domestic market, it is often cheaper because it was preferred from abroad. Sicily, which has close diplomatic and commercial relations with the Ottoman State, was also one of the places where salt was transferred. While Sicilian ships are trying to transport salt from evacuated roads to the Ottoman ports, the time’s Florence Ambassador Rüstem Pasha developed their own methods to prevent salt trafficking. Rüstem Pasha, who asked to report the information of the vessels that stole salt from the consulties, told the information he obtained to Rüsûmat Emaneti. Rüstem Pasha
Field : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Journal Type : Ulusal
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|