İnsan ve doğa arasındaki ilişki, etkileşim ve bağ günümüzün modern toplumunda açık bir şekilde görülmektedir. Eskiden insanlar birebir doğa içinde yaşadıkları için, yaşadıkları doğayla var olmaktaydılar. Günümüzdeki hayatımızın teknolojiyle sarmalanması nedeniyle insanlar artık insani çevreler dediğimiz kavram içerisinde var olmaktadırlar. İnsanlar yaşadıkları çevreyi estetik anlamda ve kullanıcı şartlarına uyum çerçevesinde yorumlamaktadırlar. Bu estetik değerlendirme son yıllarda çevre estetiği adı altında çalışılmaktadır. İnsan-yaşam arasındaki bağ, ‘Biyofilya’ hipotezinde anlam kazanmaktadır. Biyofilya İnsanların yaşadıkları ve var oldukları doğaya karşı, gerek bilişsel, gerek içgüdüsel olarak doğuştan gelen bir eğilimle fikirler, yorumlar ve değerlendirmeler üretip beslemekte oldukları anlamında değerlendirilmektedir. Bu makalede literatür taramaları sonucu çevre estetiği konusundaki araştırmacıların değerlendirdiği beş modeli incelenmiştir, sonuç olarak eleştirilen veya doğrulanan noktalara göre, biyofilia hipotezi bağlamında yeni modeller geliştirilmeye çalışılmıştır.
The relationship, interaction and connection between human and nature are evident in today's modern society. Because people lived in nature in the past, they existed with the nature they live in. Due to the fact that our current lives are surrounded by technology, people now exist within the concept that we call human environments. People interpret their environment in terms of aesthetics and adaptation to user conditions. This aesthetic assessment has been studied in recent years under the name of environmental aesthetics. The relationship between human and life demonstrates it’s meaning in the ‘Biophilia’ hypothesis. Biophilia is considered that people are producing and nurturing ideas, interpretations and evaluations with an innate tendency towards the nature in which they live and exist, both cognitively and instinctively. In this article, five models evaluated by researchers on environmental aesthetics have been examined as a result of literature surveys. As a result, new models have been tried to be developed in the context of biophilia hypothesis according to criticized or confirmed points.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|