Bu çalışma, Hazaraların köken olarak Moğol kökenli olduğunu, bu Moğol kökenliliğin Cengiz Han dönemine bağlı olduğunu, dolayısıyla Afganistan’daki Hazara tarihinin en erken 13. yüzyıla tarihlenebileceğini baştan kabul eden bir çalışma olarak, Hazaraların Şiileşmesindeki ana etkenler üzerinde duracaktır. Bu çalışma, yeni gelen Moğol kabilelerin yerleştiği bölgelerin, tamamen insansız yerler olmayıp, kimi yerlerde Afgan kabileleriyle kimi yerlerde de Türkmen kabileleriyle iç içe olmaları nedeniyle, Hazaraların kökenini daha eskilerde arayan anlayış yerine, bu Türkmen ve Afgan kabilelerinin varlığına rastlanmasını doğal kabul etmektedir. Öyle ki, Afgan kabileleri Peştunca, Türkmen kabileleri Türkmence konuşurken (ki hepsi de Sünnidir), Hazaralarla birlikte anılan Afgan ve Türkmen kabileleri ise Şiileşmiş ve bu Şiileşmeyle birlikte kısmen Farsça konuşur olmuşlardır. Tıpkı Moğolların göç ettiği diğer bölgelerin (Altınordu ve Çağatay hanlığı içerisindeki) yeni halklarının Sünnileşirken Türkleşmeleri gibi, Hazaralar da Şiileşirken Farsileşmişlerdir. Bu makale, “Hazaralar ne zaman ve nasıl Şii olmuşlardır?” sorusuyla ilgili bugüne kadar öne sürülen birtakım tezler içerisinden, Safevi etkisi ağırlıklı bir tezi savunmaktadır. Bu makalede, yeni sorular ışığında ve 2007’deki saha araştırmasında toplanan ve Afganistan’daki Hazara Seyyid ailelerinin sözlü tarihlerinden elde edilen yeni bulgular eşliğinde, bu Safevi etkisi kanıtlanmaya çalışılacaktır. •
This study will focus on the main factors in the sheltering of the Hazars as origin of Mongol origin, that this Mongol origin is related to the Cengiz Han period, and therefore the history of the Hazars in Afghanistan can be dated at the earliest of the 13th century. This study naturally acknowledges that the regions where the newly arrived Mongol tribes are settled are not completely unhuman places, and because some places are intertwined with the Afghan tribes and some places are intertwined with the Turkmen tribes, instead of the understanding that the origins of the Hazars are sought in the oldest, the existence of these Turkmen and Afghan tribes is found. Thus, the Afghan tribes were speaking Turkmen, while the Turkmen tribes were speaking Turkmen (which is all Sunni), while the Afghan and Turkmen tribes mentioned together with the Hazars were Shiileşed and with this Shiileşme they were partly speaking Persian. Like the new peoples of the other regions where the Mongolians migrated (in the Altınordu and Çağatay households) were turquoise when they synthesized, the Hazarats were also farquoise when they shielded. This article, "When and how have the Hazars become Shiites?" Within some of the theses that have been submitted to this point, the Safevi effect is a major thesis. In this article, in light of new questions and accompanied by the new findings collected in the field research in 2007 and obtained from the verbal dates of the Hazara Seyyid families in Afghanistan, this Safevi effect will be tried to prove. •
Alan : Filoloji; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|