Yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimini benimseyen Türk Medeni Kanunu, kural olarak eşlerin kişisel ve edinilmiş malları üzerinde tasarruf özgürlü- ğünü benimsemiştir. Ancak bu tasarruf özgürlüğünün istismar edilebileceğini ve diğer eşin katılma alacağını azaltmak için kullanılabileceğini öngören kanun koyucu, TMK m. 229 ile bağlantılı olarak m. 241 üzerinden birtakım düzenlemeler getirmiştir. Birbirleri ile zorunlu bir bağ içinde bulunmayan fakat birbirlerini tamamlayan bu maddeler, eşlerin tasarruf özgürlüğüne ciddi sınırlamalar getirmektedir. Buna göre katılma alacağı borçlusu eşin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde yaptığı bağışlamalar ve bir süre ile mukayyet olmaksızın katılma alacağını azaltmaya dönük tüm devirler, artık değerin hesabında sanki bunlar hiç yapılmamış gibi borçlu eşin aktif hanesine yazılacaktır. Fakat bu varsayımsal eklemeyle yetinmeyen kanun koyucu TMK m. 241’de, tasfiye sonrası borçlu eşin katılma alacağını ödemede güçsüzlüğe düşmesi durumunda, katılma alacağını tahsil edemeyen eşe, varsayımsal olarak eklenen kazandırmalardan yararlanan üçüncü kişilere alacağın tahsil edemediği kısmı için başvurma imkânı getirmiştir. Vurgulamak gerekir ki, tasfiye sırasındaki eklemeler tamamen farazi mahiyettedir. Çalışmanın amacı bu hukuki imkânın ve buna bağlı ortaya çıkan sorunların TMK m. 229 ile bağlantılı olarak geniş biçimde değerlendirilmesidir.
Alan : Hukuk
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|