Özet:

Türkiye’de temel bilimler uzun zamandır bir çöküş süreci içindedir ve temel bilimler alanındaki kontenjanlar doldurulamadığı için çare olarak bölümler kapatılmaktadır. Gelinen noktada temel bilimlerin itibarının yükseltilmesi ve yüksek puanlı öğrencilerin bu bölümleri tercih etmesinin sağlanması amacını gütmekte olan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Ancak yükseköğretime giriş sınavında yüzbinlerce öğrencinin müfredattan çıkan soruların bulunduğu sayfaları çevirmemesinin önemli bir nedeni giriş sistemi ve lise eğitimi ile ilişkin olabilir. Ortaöğretimde temel bilimlere ilgi tam sağlanamamakta ve rol modeller etkin olmamaktadır. Yine ortaöğretim kurumlarında fen alanlarındaki eğitim uygumalı eğitimden uzaklaşmış durumdadır ve laboratuvar çalışmaları önemli olmasına rağmen bu olanaklar çok azdır. Bu durum kaliteli öğrencilerin temel bilimlere gelmesini engellemekte ve hatta Ankara’nın doğusunda bulunan üniversiteler fizik ve kimya bölümlerine öğrenci bile bulamamaktadır. Hâlbuki üniversite eğitimi, müstakil bir süreç değil, bir ülkenin eğitim ve öğretimdeki diğer süreçleriyle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle iyi bir lise eğitimi yükseköğretimin niteliğine doğrudan olumlu olarak tesir edecektir. Ülke için yararlı olan bu programları tercih edenlerin sayısını çoğaltmak yerine, temel bilimler tahsili için gerekli bilgi donanımına sahip olan öğrencilerin, bu programları seçmelerini, kaydolmalarını ve bu programlarda iyi eğitim almalarını sağlamaktır. Bu da öğrencilerin temel bilimlere ilişkin kimlik geliştirmeleri ile mümkün olabilir. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı temel bilimlere nitelikli öğrencilerin yönelmesini sağlamak üzere fizik kimliği kavramsal çerçevesini ortaya koymaktır. Lise öğrencilerinin fizik kimliklerinin gelişimi onların Fizik Bilimi ve diğer temel bilimlere yönelmesini kolaylaştıracaktır. Fizik kimliği kavramsal çerçevesine göre fizik kimliğini oluşturan unsurlar performans, yeterlilik, tanınma ve ilgi olarak belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: