Dijital iletişim çağında bilginin hızına yetişmek nerdeyse mümkün değil. Bu yeni bin yılda medya ortamlarını aktif bir biçimde kullanan markalar, yeni ve farklı alternatifler peşinde. Kurgulanan her türlü markalı içerik, ürün yerleştirmeden sponsorlu TV programlarına, marka bloglarından paylaşılabilir viral videolara kadar yerel, ulusal ve uluslararası anlamda birçok reklam iletişimi biçimlerini kullanmakta. Hem geleneksel kitle iletişim araçları hem de dijital ortamlarda yürütülen reklam kampanyalarında dikkati çeken iletişimin yinelenmeli, katılıma açık ve interaktif olmasıdır. Bu sebeple de üretilen tüm içeriklerin güncel olması gündeme ilişkin içeriklerden oluşması gereklidir. Bu çalışmada gündemin pandemi olduğu son zamanlarda oluşturulan reklam içeriklerinin “korku çekiciliği” ile gündemi nasıl takip ettiğine ilişkin bir inceleme yapılmıştır. Hem güncel yaşanan toplumsal duruma ilişkin akışkanlık seviyesi hem de karşılıklı olarak yarattığı etki bağlamında, seçilen 3 reklam filmi üzerinden yapılan inceleme ile gelecekteki araştırma ve uygulamalar için analitik bir çerçeve çizilmektedir. Bu çalışmada yapılan analiz için televizyonda yayınlanmış 3 reklam filminin metin kısmı ile birlikte görsel ve işitsel öğeleri de dikkate alınmıştır. Bu çalışmada 2020 yılı itibariyle gündemimize gelen Covid-19 salgınına bağlı olarak yaşanan tüm olağan üstü süreçlere ilişkin insan hayatındaki değişmelerin reklamlara da yansıdığı anlatılmaya çalışılmaktadır. Bu yansımanın reklam çekiciliklerinden biri olan “korku” çerçevelemesi ile nasıl yaşandığı da yapılan reklam analizleriyle anlatılmıştır.
It is almost impossible to reach the speed of information in the digital communication age. Brands that actively use media environments in this new thousand years are looking for new and different alternatives. All kinds of branding content, without placing the product, uses many forms of advertising communication in the local, national and international sense, to sponsored TV shows, from brand blogs to shared viral videos. The communication that takes into account in both traditional mass communication means and advertising campaigns carried out in digital environments is to be repeated, open to participation and interactive. It is therefore necessary that all the contents produced be up-to-date from the contents related to the agenda. In this study, a study was conducted on how recently created advertising content followed the agenda with "fear attraction". In the context of both the level of fluency in relation to the current social situation and the mutual impact it creates, an analytical framework for future research and applications is drawn up with the review of the selected 3 advertising films. For the analysis of this study, the visual and hearing elements were also considered along with the text part of the 3 advertising films published on television. In this study, we try to explain that the changes in human life related to all the superordinary processes that occur due to the Covid-19 epidemic that comes to our agenda by 2020 are also reflected in the advertisements. This reflection is described by the advertising analysis of how it is experienced with the framework of "fear" which is one of the advertising attractions.
Alan : Eğitim Bilimleri
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|