Atıf Sayısı
1
Görüntüleme
43
İndirme
8
Cengiz Han’ın tarih sahnesine çıkıp, kısa süre içerisinde önce tüm Asya’yı çiğneyip akabinde Avrupa kapılarını zorlamaya başlaması, Avrupa’da dini ve siyasi çevreleri harekete geçirdi. Avrupa her ne kadar başlangıçta bu tehlikenin farkına varamamışsa da Moğol ordularının Macaristan ovalarında görünmesiyle harekete geçerek hem İslam dünyasına karşı bir müttefik edinmek, hem de misyonerleri vasıtasıyla Moğolları Hristiyan yapabilmek maksadıyla faaliyetler içerisine girmiştir. Tebriz merkezli İlhanlı devletinin kurulması tüm dikkatleri bölgeye çekme konusunda gecikmedi. Çünkü Büyük Moğol devletinin bu şubesi İslam dünyasının ortasında, azımsanmayacak bir Hristiyan azınlığın da bulunduğu bölgede hâkimiyet kurma iddiasındaydı. O yüzden İlhanlı hükümdarı dengeli bir politika takip ederek, bir yandan çoğunluğu oluşturan Müslüman halkı gözetip, öte yandan Hristiyan grupların haklarını korumalıydı. Esasında Cengiz Yasası da bunu gerektiriyordu. Ancak Bağdat’ın istilasıyla başlayan süreçte devletin Hristiyan kesimi ön plana çıkarışı ve bu arada Memluk-Altınorda ittifakı İlhanlı devletini Avrupa ile iyi ilişkiler geliştirmeye zorladı. Hülegü’yle başlayan Hristiyan toplulukların siyasi ve sosyal hayattaki ayrıcalığı, Abaka döneminde de devam etmiştir. Hiçbir zaman fiiliyata dönüşemeyen Avrupa ittifakı daha da canlanmıştır. Ahmet Tekudar ile başlayıp kesintiye uğrayan, ancak Gazan Han’ın İslam’ın resmi din ilan edişiyle devam eden süreçte ise devlet Müslümanların sahiplendiği ve bu arada adil yönetiminin gayrimüslimlerce de takdir edildiği bir konuma yükselmiştir. Ancak Avrupa’nın 345İlhanlıları Hristiyanlaştırma düşüncesi gerçekleşmediği gibi Moğolların İran şubesi İlhanlı devleti hızlı bir şekilde Türk-İslam devleti kimliğine bürünmüştür.
The fact that Cengiz Han came to the historical scene, and soon first broke all of Asia and then began to force the European doors, brought religious and political circles into action in Europe. Although Europe was not aware of this danger at the beginning, the Mongol armies appeared in the Ovals of Hungary and took action in order to get an ally against the Islamic world and through their missionaries to make the Mongols Christians. The establishment of the God-centered State did not delay to attract all attention to the area. Because this branch of the Great Mongolian State was in the claim to establish domination in the region, in which there was also an inexorable Christian minority, in the middle of the Islamic world. Thus, the Divine ruler, following a balanced policy, should, on the one hand, observe the Muslim people that make up the majority and, on the other hand, protect the rights of Christian groups. The law of Gengiz also requires that. But in the process that began with the invasion of Baghdad, the state's Christian section's leadership and, at the same time, the Memluk-Altınorda alliance forced the Divine state to develop good relations with Europe. The privileges of the Christian communities in political and social life, which began with the Hule, continued in the period of Abaka. The European Union, which has never become a reality, is even more revived. In the process that began with Ahmet Tekudar and was interrupted, but continued with the official religion of Islam by Gazan Han, the state has risen to a position where Muslims are possessed and at the same time the fair administration is appreciated by non-Muslims. But as the idea of Europe’s 345Islamic Christians did not happen, the Iranian branch of the Mongols, the Islamic State, has rapidly become the identity of the Turkish-Islamic State.
Alan : Eğitim Bilimleri; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Makale Detay 
Atıf Yapanlar
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
