Atıf Sayısı
3
Görüntüleme
47
İndirme
12
Sosyal bilimler literatüründe genel olarak kitlelerin şekilsiz inançlarına gönderme yapacak şekilde kullanılan “ideoloji” teriminin en temel düzeyde belirli hedeflere yönlendirilmiş olan “kültürel amaçları” ifade ettiği ve toplumsal cinsiyet sahasına gelindiğinde ise cinsiyet rejiminin inşa edilmesi/devam ettirilmesinde önemli rollere sahip olan “bilişsel sistemler”e referans verecek şekilde kullanıldığı görülür. Bu bakımdan özellikle Akdeniz toplumlarında görülen ve cinsiyetler arasındaki ilişkileri düzenlemekle kalmayıp aynı zamanda bireylerin toplumdaki yerlerini ve davranışlarını işaretleyerek arzularını kontrol altına alan “namus düşüncesi”nin esasında erkek ve kadın kimlikleri arasında eşitsizlikler yaratan ve kadın cinselliğinin denetimini sağlayan “ataerkil bir ideoloji” olarak belirdiği anlaşılır. Bununla birlikte, günümüzde büyük oranda kitle iletişim araçlarıyla dolaşıma sokulan ve toplumsal cinsiyete yönelik performansların karakterlerine etki eden namus düşüncesinin kitle iletişim araçlarının olmadığı tarihsel dönemlerde (yani yüz yüze iletişimin hâkim olduğu birincil sözlü kültür ortamında) halk anlatıları aracılığıyla dolaşıma sokulduğu ve böylelikle halk hikâyelerinin, söz konusu ideolojik düşüncenin yaygınlaştırılması ve dinleyici kitlelerine benimsetilmesi açısından etkili bir enstrüman olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu nedenle bu makalede, Türk kültürel belleğinin bir yansıması olarak değerlendirilebilecek olan Anadolu sahasına ait bazı halk hikâyesi örneklerine odaklanılmış ve ataerkil bir ideoloji olarak erkek kimliğine iliştirilmiş olan “namus düşüncesi” kadın cinselliğinin denetimi ve patriarkal statükonun devamlılığı açısından üstlendiği işlevlerle birlikte, söz konusu örnekler üzerinden değerlendirilmeye çalışılmıştır
The term “ideology” used in the literature of social sciences in general to communicate to the unformed beliefs of the masses, it appears to be used to refer to the “cultural objectives” that are targeted to specific objectives at the most basic level and, when it comes to the social gender field, to refer to the “cognitive systems” that have important roles in the construction/continuation of the gender regime. In this regard, it is clear that the “namus thought” which is seen in particular in the Mediterranean societies and not only regulates gender relations, but also controls their desires by pointing out the place and behavior of individuals in society, is in essence a “atheristic ideology” which creates inequalities between men and women’s identities and ensures the control of female sexuality. Nevertheless, the namus thought, which is largely circulated by mass media today and which affects the character of social gender performance, is seen to be circulated through public narratives in the historical periods where there are no mass media (i.e. in the primary verbal cultural environment where face-to-face communication is dominated) and thus is used as an effective instrument for the spread of this ideological thought and the adoption of it to the audience. Therefore, in this article, the “namus thought” which focuses on some examples of the popular history of the Anadolu field, which can be considered as a reflection of Turkish cultural memory, and which is associated with the male identity as a patriarchal ideology; together with the functions that the female sexuality takes over in terms of the continuity of the patriarchal statue, it has been tried to be assessed by these examples.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Mimarlık, Planlama ve Tasarım; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Atıf Yapanlar
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
