Akıllı iletişim teknolojilerinin yaşantımıza girmesi, bu alanda görülen inanılmaz gelişmeler doğrultusunda teknolojinin getirdiği ‘yaşamsal’ kolaylıklar sonrasında hayatımızın görsellik temeli üzerine kurulduğunu söylememiz mümkündür. Nitekim fotoğrafın icadı ile başlayan, görsel temelli teknolojik süreç önce hareketli görüntüler ile sinemayı yaşantımıza dâhil etmiş ardından sesin de hareketli görüntülere eşlik etmesiyle sinema ve televizyonun kurgulanabilir yaşamsal gerçekliğin sesli/görüntülü bir anlatısal ifadesi haline dönüşmüştür. Günümüzde ise internet üzerinden hızlı ve sınır tanımaz bir üretim-tüketim ilişkisi söz konusudur. Bu süreçte durağan ve devingen görüntüler olarak fotoğraf ve video görüntüleri üretim – tüketim ilişkisi bağlamında toplumsal boyutta görsel bellek inşasında ve ikna sürecinde etkin bir biçimde kurgulanarak gerek iktidarı elinde tutanlar ve/veya yönlendirenler gerekse iktidara muhalif olanlar tarafından kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı güncel yaşama ilişkin gerçekliğin fotoğraflar aracılığıyla nasıl kodlanarak topluma sunulduğunu ifade etmektir.