Dinleme, kişinin tercihine bağlı olarak seçerek ve isteyerek aldığı sesler bütünü iken, işitme kişinin iradesi ile olmayan, insanın kulağı aracılığıyla beynine giden her türlü ses unsurundan ibarettir. Dinleme, işitsel girdinin öğrenici tarafından pasif bir şekilde alınmasına değil, aktif ve etkileşimli bir sürece işaret eder. Etkili dinleme karşıdaki kişinin duygularını da anlayabilmeyi gerektirmektedir. Karşıdakinin duygularını anlama da, büyük ölçüde duygusal zekâ kavramıyla ilişkilidir. Duygusal zeka, duyguları doğru anlatıp ifade edebilme, duyguları bilişsel süreçlere entegre edebilme, duyguları anlayabilme ve duyguların çeşitli durumlar üzerindeki etkilerini anlayabilme gibi duygusal yetenekleri içermektedir. Duygusal zekâ kavramı bireyin yaşamdaki başarısını büyük ölçüde belirleyen bir beceriler bütünü olarak ele alınmaktadır. Duygusal zekâ bireylerin, kendilerinin ve diğerlerinin duygusal durumlarını anlayarak ve bu duygusal verileri kullanarak zorlu durumlara daha iyi uyum sağlayabilme ve iletişimle ilgili problemleri daha iyi çözebilme becerileri konusunda belirleyici bir özelliğe sahiptir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde pedagojik formasyon programına katılan öğretmen adaylarının duygusal zeka düzeyleri ile dinleme becerileri arasındaki ilişki olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan bu araştırma, ilişkisel tarama modelinde desenlenmiştir. Araştırmanın çalışma evrenini, 2015-2016 öğretim yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde pedagojik formasyon programına katılan 1258 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Yönergeye uygun biçimde dolduran 491 öğretmenin anketi örneklem olarak alınarak değerlendirmeye dâhil edilmiştir. Bu çalışmada veri toplamak amacıyla iki ölçek kullanılmıştır. Öğretmen adaylarının dinleme becerilerini belirlemek amacıyla Cihangir Çankaya (2012) tarafından geliştirilen “Dinleme Becerisi Ölçeği” ve öğretmen adaylarının duygusal zekâ düzeylerini belirlemek için Tatar, Tok ve Saltukoğlu (2011) tarafından Türkçeye uyarlanan “Schutte Duygusal Zekâ Ölçeği” kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda öğretmen adaylarının duygusal zekâ düzeyleri puanları ile dinleme becerileri puanları arasında istatistiksel olarak negatif yönden çok düşük düzeyde bir ilişki olduğu bulunmuştur. Ayrıca duygusal zekâ ölçeğinin iyimserlik/ruh halinin düzenlenmesi ve duyguların değerlendirilmesi alt boyutları ile dinleme becerileri toplam puanları arasında negatif yönde çok düşük düzeyde bir ilişki bulunmuştur. Öğretmen adaylarının dinleme becerilerine ilişkin ortalama puanları yüksek iken öğretmen adaylarının duygusal zekâ düzeylerine ilişkin puanlarının orta düzeyde olduğu bulunmuştur. Öğretmen adaylarının duygusal zekâ düzeyi ortalamalarına göre boyutların sırasıyla duyguların kullanımı, iyimserlik/ruh halinin düzenlenmesi ve duyguların değerlendirilmesi şeklinde sıralandığı saptanmıştır.