Literatürün önemli bir kısmı, finansal yatırımların performansını artırmak için temel analiz modellerini kullanmaktadır. Ancak finansal yatırım ve temel analizle ilgili kanıtlar, getiri modellerinin varsayımlarının, gerçek dünyadan çok farklı olması nedeniyle büyük bir zayıflığa sahiptir. Bu alandaki araştırmalardan elde edilen kanıtlar, risk temelli çalışmaların tutarsız olduğunu göstermektedir. Ancak, test edilebilir alternatif bir hipotezi reddedemediğimiz sürece, gözlemlenen kanıtların etkin piyasa hipoteziyle tutarlı olup olmadığı konusundaki tartışma henüz çözümlenmiş olmaktan uzaktır. Bu çalışma, gözlemlenen aşırı getirileri açıklayabilecek davranışsal bir çerçeveyi ortaya koyarak piyasa davranışına ilişkin mevcut anlayışı geliştirmeyi amaçlamaktadır. Risk temelli varsayımlar reddedildiğinde, risk primi genellikle yatırımcıların aşırı tepkisi ile açıklanırken, temel analize dayalı alım - satım stratejilerinden elde edilen anormal getirilerin, yatırımcıların yetersiz tepkisinin sonucu olduğu iddia edilmektedir. Temel analize dayanan değer odaklı yatırım ve alım - satım stratejileri dikkate alındığında, yatırımcıların neden bazı firmaların gelecekteki beklentilerine aşırı tepki verirken diğer firmalar hakkındaki finansal bilgilere düşük tepki verdikleri sorusu ortaya çıkmaktadır. . Bu çalışma söz konusu sorunun yanıtlanmasında onay önyargısının rolüne vurgu yaparak literatüre katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.