Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 23
 İndirme 3
Roma Hukukunda Mirasçılık Vasfının Şartları
2022
Dergi:  
İstanbul Hukuk Mecmuası
Yazar:  
Özet:

Hiç kimsenin hakimiyeti altında olmayan bir roma vatandaşı öldüğünde, bu kimsenin mirasçıları terekeye sahip olurdu. Tereke, intikal edebilen bütün hak ve borçlardan oluşmaktaydı. Hatta mirasçı(lar) ilk zamanlarda, mirasbırakanın şahsiyetini ve dini geleneklerini de devam ettirirdi. Roma hukukunda mirasçılık vasfı taşımanın en önemli sonuçlarından bir diğerini de, tereke alacaklılarına karşı sorumluluk oluştururdu. Zira mirasın kabulüyle birlikte mirasçının kendi malvarlığıyla mirasbırakanın malvarlığı birbirine karışırdı ve mirasçı, tereke alacaklılarına karşı bütün malvarlığıyla sorumlu olurdu. Terekenin mirasçısız kalması çok önemli sonuçlar doğurduğu için mirasçı sıfatıyla mirası kimlerin elde edebileceği bu araştırmanın konusunu oluşturmaktadır. Roma’da sadece hak ehliyetine sahip olmak mirasçılık vasfını da beraberinde getirmezdi. Bir kimsenin mirasçı vasfına sahip olabilmesi için belli şartların da gerçekleşmiş olması gerekirdi. Mirasçı atamaya ehliyetli bir kimse öldükten sonra, vasiyetnamesinde mirasçı olarak atadığı kimse(ler) vasiyetname yapmadan öldüğü takdirde de kanunun belirlediği belirli bazı kimseler mirasçı olmaya hak kazanırlardı. Zira Roma hukukuna göre, hiç kimse kısmen mirasçı naspederek, kısmen de etmeyerek ölemezdi. Mirasçı vasfını elde edebilmek için vasiyetname aracılığıyla veya vasiyetname olmadığı takdirde kanunen mirasa çağrılmak gerekse de aile dışı mirasçılar için ayrıca mirasın kabul edilmesi de gerekirdi. Aile dışı mirasçılar, hane halkı veya aile üyesi olmayan mirasçılardı. Bunlara ek olarak, bir kimsenin mirasçı vasfını taşıyabilmesi için mirasçı olabilme ehliyetine de sahip olması gerekirdi. Ancak vasiyetname aracılığıyla mirasın kazanılabilmesi dolayısıyla da mirasçı vasfının elde edilebilmesi için İmparator Augustus tarafından çıkarılan lex Iulia et Papia’da belirlenen koşulların da sağlanmış olması gerekirdi. Bu kanunlarla belirlenen şartlara sahip kimseler, mirası “ mirasçı olabilirdi. Buna karşılık mirastan yoksunluk, mirasçı vasfının kaybına neden olmayıp sadece kazanılan mirasa devlet tarafından el konulmasına yol açardı.

Anahtar Kelimeler:

Employee’s Use Of Social Media As A Reason For Termination By Employer
2022
Yazar:  
Özet:

When a Roman citizen not under the control of anyone died, that person’s heirs would possess the estate. The heir(s) continued the personality and worship previously done by the legator in the early times. Another critical consequence of carrying out the inheritance qualification in Roman law was the responsibility to the estate’s creditors. The subject of this research relates to who was able to obtain inheritance as an heir under Roman law, since the inheritance of the estate has very important consequences. After a person who is qualified to be a legator died, certain persons appointed by them, or certain persons designated by law if they died without making a will, were eligible to become heirs. In order to be able to qualify as inheritor, although it was necessary to be called into the inheritance through or without a will, by law, it was also required to accept the inheritance for extraneous heirs (extranei heredes). Extraneous heirs, were heirs who were not members of the household or familia. In addition to these, it was necessary to have a license to be an heir to carry the qualification of inheritor. However, in order for the inheritance to be acquired through a will, and therefore the quality of inheritance to be obtained, the conditions set out in the lex Iulia et Papia extracted by Emperor Augustus were also to be met. In contrast, deprivation of inheritance would not have caused the loss of the right to inherit, but only meant confiscation of the acquired inheritance by the state.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler




İstanbul Hukuk Mecmuası

Alan :   Hukuk

Dergi Türü :   Ulusal

Metrikler
Makale : 1.772
Atıf : 4.774
İstanbul Hukuk Mecmuası