Değişen dünya düzenine ayak uydurma sürecinde Tanzimat romancısı, bir yandan evreni akılla okumaya gayret ederken diğer yandan Aydınlanma düşüncesinin seküler yaklaşımının uyandırdığı olumsuz etkilerden kendini koruyabilmek maksadıyla kuşkucu (septik) bir dünya görüşü geliştirir. Batının gerisine düşme düşüncesi ve özsever eğilimlerin yaralanması, Tanzimat romancısını kurgusal düzlemde alternatif bir “steril (arınık) toplum” yaratmaya sevk eder ve romancı, bu simülatif steril toplumu da nesnel değer yargılarına göre değil özsever eğilimlerine bağlı –göreceli- olarak kurgusal bir ahlâk öngörüsüyle arındırır, olabildiğine anlamlandırır. Ancak bu arındırma ve anlamlandırma işi, gerek toplumsal gerekse kurgusal olarak birçok problemi de beraberinde getirir. Steril toplum düşü ile hareket eden Tanzimat romancısı sanata da ihanet eder. Öncelikli olarak yaşamı kontrol altına almaya ve bu şekilde toplumu yönlendirmeye çalışarak yeni bir ahlâki değer üretmeye çalışan yazarlar, insanı ve olanaklarını atlamışlardır. Romanlarda kötülük etkin güç olarak varlığını ortaya koyarken iyilik, içi boş, basit bir kavrama dönüşmüştür.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|