Hafızada kalmayan rakamları, sözleri kaydetmek, kalıcılaştırmak gibi toplumsal, ekonomik bir ihtiyaçtan doğan ilk yazı hiyerogliflerdir (resimyazı). Bugün kullandığımız ve doğal dilin seslerini temsil eden yazı çok yavaş ilerleyen bir evrim sürecinin sonunda bugünkü halini almıştır. Günümüzde hayatın her alanı medyatikleşmiş, bildirişim olanakları artmış, dijital iletişim araçları çeşitlenmiştir. Bunun sonucunda ise hiyerogliflere akraba olarak gösterilebilecek duygu ikonları (emotikonlar) dijital iletişimde yerini almıştır. Bu durumun üç önemli nedeni vardır. Bunlar: sesçil yazının yavanlığı, dijital iletişimin hızı, iletişimde konuşucunun temsiline duyulan ihtiyaçtır. İletişim ortamının en önemli unsuru sadece konuşucu ve dinleyici değildir; onların yüzleri ve mimikleridir. Dijital iletişimde yazının yavanlığını kıran duygu ikonları, konuşucu ve dinleyicinin yüz ve mimiğini temsil ederek konuşucunun duygusunu ve düşüncesini iletişim ortamına katmaktadır. Duygu ünlemleri olarak da kabul edilebilecek duygu ikonları, yazılı dijital iletişimde konuşucuya ilişkin duygusal ve düşünsel birçok bilgiyi alıcıya aktarabildiği için, yazılı dijital iletişime işlek bir duygusal olanak vermektedir. Bu çalışmada günümüz dijital iletişim araçlarında sıkça kullanılan duygu ikonları (emotikonlar ve emojiler) tarihsel gelişimi ve kullanım sıklıkları, bazı anlamsal dağılımlarıyla ele alınmıştır. Duygu ikonları dijital yazı diline doğal dilin mimik ve jestlerini eklemiş, yazılı iletişimin konuşma formunu pekiştirmiştir. Dijital iletişimde yazıya katılan duygu ikonları, yazı dilinin soyut düzlemine doğal dili katabilmiştir. Soyut ve somut olanın birleştiği bir ortam olan dijital iletişim, dijital çağda değişen dile yeni bir form olarak eklenmiştir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|