Bu makalede, varoluşçu felsefe ve Jean Paul Sartre örneğinde, bu felsefenin sanata yansımaları ele alınmıştır. İki dünya savaşını geride bırakan insan ruhunun çektiği acılar, varoluşçu felsefe ile dile gelir. Varoluşçuluk tanrıcı ve tanrıtanımazlar olarak iki gruba ayrılır. Kısa sürede tüm dünyaya yayılan bu akımda temel düşünce, insanda varlığın özden önce gelmesidir. Varolan insan, özgürce kendini seçer ve bu seçimlerin sorumluluğunu taşıyarak özünü yaratır. Varoluşçu düşünürlerin çoğu ve tanrıtanımaz Sartre, özellikle roman ve tiyatro eserleriyle öğretilerini toplumla paylaşır. Bu sayede felsefe ile sanatüst noktada kaynaşarak, özgürlükçü felsefe varoluşçuluk, toplumsal yararı öne almasıyla, sanat alanında, eleştirilere açık yerini alır
Field : Güzel Sanatlar; Mimarlık, Planlama ve Tasarım; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|