21. yüzyılın kaotik ve istikrarsız yapısında suç oranlarının gün geçtikçe artması, terör olaylarının yaygınlaşarak küresel bir boyu kazanması, bunların yanı sıra iç savaşların yarattığı yıkımların meydana getirdiği boşluklar; devletlerin ve uluslararası örgütlerin toplumsal huzuru sağlamak adına haklı olarak iç ve dış güvenlik önlemlerini sıklaştırmasına sebep olmuştur. Son yollarda gerek ulusal gerekse uluslararası arenada koruyucu bir şemsiye haline gelen güvenlik kavramı ne kadar önem teşkil ediyorsa, bireylerin taleplerini kendi serbest iradeleri ile elde ettikleri, çekirdek alanı oluşturan özgürlük olgusu da o derece elzemdir. Bu bağlamda, bir taraftan içeriden gelebilecek tehditlere karşı güvenlik odaklı bir toplum yaratılması amaçlanırken, öte yandan bireysel özgürlüklerin gözetilmesi ve kişilerin temel hak ve hürriyetlerinin korunması gerekmektedir. Türkiye’de son dönemlerde uygulamaya konulan İç Güvenlik Paketi, özgürlük ve güvenlik arasındaki dengenin sağlanması adına dikkate değer bir örnek olarak görülebilir. Çalışmada, son dönemlerde başta Merkez Avrupa’da artan şiddet ve terör olaylarına karşı alınan uluslararası güvenlik tedbirlerine binaen, Türkiye’de de Güneydoğu’da yaşanan istikrarsızlığın kontrol altına alınması amacı ile uygulanan iç güvenlik politikalarının, toplumsal huzur ve barışın sağlanması açısından son derece gerekli olduğu, fakat bu politikaların özgürlük-güvenlik dengesini bozmayacak şekilde uygulanmasının yerindeliği konu ile ilgili tartışmalar ışığında ele alınacaktır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|