Özet:

Eğitimin yaşı, insanın yaşıyla aynıdır. Eğitimin ne olduğu, nasıl olması gerektiği üzerinde pek çok tartışma yürütmek mümkündür. Tartışmaların içeriğinin çoğu, kuşkusuz, nitelikli, bir eğitime henüz ulaşılamadığı eleştirisidir. Eğitimin genel olarak anlatıya dayalı olması, bahsi geçen nitelikli eğitimin önünde engel olarak görülmektedir. Bireyler, mevcut eğitim şekli ile daima pasif varlıklar olarak konumlandırılmaktadır. Pandemi, öğrencilerin pasifleşmesini artırmıştır. Pandemi ile başlanan çevrimiçi eğitim ile öğretmenler de ekran başından yüz yüze eğitime oranla daha fazla anlatanlar olmuşlardır. Eğitim felsefecileri, iyi bir eğitim için çeşitli yöntemler önermişlerdir. Felsefe tarihinde ilk öğretmen olan Sokrates’in diyalog yöntemi iyi bir eğitim için önerilerin biridir. Ancak diyalog yönteminin yeterli olmadığı görülmüştür. Öğrencilerin ihtiyacı olanın öğretilmesi gerektiğini savunan John Dewey, eğitime önemli katkılar sağlamıştır. Dewey, merak etmenin eğitimin en önemli basamağı olduğunu savunmuştur. Merak ise ancak bir bilginin işe yarar olması durumunda gelişecektir. Bu çalışmada internet destekli bir bilgisayar ile öğrenme üzerine araştırma yapan Sugara Mitra’nın çalışmalarının pandemi koşullarında ufuk açıcı olduğuna değinilmektedir. İnternet platformlarının her geçen gün ön plana çıktığı düşünüldüğünde Mitra’nın tasarısının eğitim için önemli bir veri olduğu, gelecekte daha fazla kullanılabileceği düşünülmektedir. Böylece çevrimiçi öğrenme, eğitim toplumların karşılaştıkları bir krizde sorunların çözülmesi için de önemli bir alan olacaktır.

Anahtar Kelimeler: