Türk hukukunda, yabancılık unsuru taşıyan haksız rekabet uyuşmazlıkları bakımından uygulanacak hukukun tespiti meselesi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (MÖHUK) 37’nci maddesinde iki fıkra hâlinde sevk edilmiş bulunan özel hükümler üzerinden ele alınmaktadır. Birinci fıkra hükmü, doktrin ve uygulamada “piyasa yeri prensibi” (Marktortprinzip) şeklinde bilinen yaklaşım esas alınarak oluşturulmuştur. Bu hüküm aracılığı ile piyasası doğrudan etkilenen ülkenin hukukunun uyuşmazlığa tatbiki gündeme gelmektedir. İkinci fıkra hükmü ise, zarar görenin münhasıran işletmesel menfaatlerinin ihlâl edildiği haksız rekabet hâlleri açısından, zarar gören işletmenin işyerinin bulunduğu ülkeyi bağlama noktası olarak kabul etmektedir. İkinci fıkra hükmü ile getirilmiş bulunan “münhasıran işletmesel menfaatlerin ihlâli” sınırlaması, aynı zamanda birinci ve ikinci fıkra hükümlerinin kendi aralarındaki uygulanma sınırının çizilmesi açısından da dikkate alınabilecek oldukça önemli bir kriter niteliğindedir. İkinci fıkra hükmünün madde uygulaması bakımından sahip olduğu bu önem, hükmün, barındırdığı unsurları ile birlikte daha detaylı biçimde incelenmesi ve özellikle “münhasıran” kavramı ile “söz konusu işletmenin işyeri” ifadesine ilişkin değerlendirmeler yapmak gereksinimini doğurmaktadır. Çalışmada öncelikle, haksız rekabetten doğan kanunlar ihtilâfı hususunda farklı devlet hukuklarınca benimsenen normatif yaklaşımlar hakkında kısaca bilgi verilmiş; bu kapsamda, İsviçre, Avrupa Birliği ve Türk hukukları tarafından kabul edilen sistemlere değinilmiştir. Ardından, “münhasıran” kavramının içeriği üzerinde durulmuş, bu hususta doktrinde yapılan birtakım tartışmalara yer verilmiştir. Daha sonra ise, “söz konusu işletmenin işyerinin bulunduğu ülke” ifadesinden hareketle, “işyeri” kavramının ne şekilde anlaşılması gerektiği meselesi ele alınmıştır.
Alan : Hukuk
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|