Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 50
 İndirme 18
18- Arap Ülkelerinde Osmanlı İdaresi
2010
Dergi:  
History Studies
Yazar:  
Özet:

Osmanlı hakimiyetinin bölge varlığı 1516 Merc-i Dabık zaferiyle başlar. Osmanlı idaresini bölgede farklı idare tarzlarını benimsemiştir. Her şeyden önce temel siyasetine aykırı olmadıkça, kendisinden önceki devletlerin idarî ve iktisadî düzenlerini kabul etmiştir. Ayrıca bütün bölgeye aynı idarî sistemi uygulamamış, Anadolu’ya yakın bölgelerde Mîrî, uzak bölgelerde Salyaneli idare tarzını benimsemiştir. Mısır’ın ise özel bir statüsü vardı. Filistin’e verilen idare ise, belki de tarihte Filistin’in gördüğü en son ve en uzun süreli barışın yaşanmasını sağlamıştır. Osmanlı hakimiyeti ile Arap ülkeleri, 15. yüzyılın sonlarından başlayarak hızla gelişen sömürgecilik faaliyetleri karşısında korunmuşlardır. Çünkü özellikle önceleri İspanyol ve Portekizliler, daha sonraki yüzyıllarda da İngiliz ve Fransızlar bütün dünya denizlerine yayıldılar. Arap ülkelerini bu hızlı sömürgeleştirmeden Osmanlı hakimiyeti dışında hiçbir güç kurtaramazdı. Öte yandan Osmanlı yönetim tarzında Anavatan ve Koloniler ayırımı hiçbir zaman olmadığı için bütün ülke toprakları aynı değerdeydi, Kırım ile Kahire’nin, Bosna ile Basra’nın, Trabzon ile Trablusgarp’ın, Yemen ile Yanya’nın hiçbir farkı, birbirlerine üstünlükleri yoktu. Keza Osmanlı sınırlarında yaşayan her ırk, din ve mezhepten insanlar da Osmanlı Devleti’nin yüksek hakimiyeti altında, Allah’ın Sultan’a emanetiydiler. Devlet bu hususta çok samimiydi. Çünkü 1876 Meşrutiyet Meclisi’ne ülkenin her tarafından her dil ve dinden Mebuslar seçilmiştir. Osmanlı Devleti için bütün halkı aynı değerdeydi. Ama aynı dönemlerde İngiltere veya Fransız Parlamentolarına bir Cezayirle, Senegalli veya Avusturalyalı, Güney Afrikalı bir kişinin girmesi hayal dahi edilemezdi. Çünkü Avrupalı nezdinde oraları birer sömürgedir. Bu anlayıştan dolayı, dönem ve şartlara göre, imkânlar ölçüsünde, ülkenin her tarafına dönemin ihtiyaçları olan, eğitim, bayındırlık, sağlık ve diğer çeşitli alanlarda büyük yatırımlar yapmıştır. Bölgenin şehir ve kasabalarına kara ve demiryolları, limanlar, her düzeyde eğitim kurumları, posta, telgraf, tramvay, elektrik ve belediyecilik hizmetleri götürülmüştür. Ancak bu medenî gelişmeler, sömürgeci Batılı devletlerin özellikle İngiltere, Fransa ve Rusya’nın müdahaleleri ile sona erdi ve Osmanlı Devleti’nin tasfiye edilmesiyle, bugüne kadar süren çatışmalar başlamış oldu.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
History Studies

Alan :   Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 1.214
Atıf : 396
History Studies