Görüntüleme
10
İndirme
3
KBY hastalarında hemodiyaliz tedavilerinin uygulanmasıyla hastaların yaşam süreleri uzamış; ancak bu tedavi sürecinde hastaların yaşamış oldukları sıkıntılar da artmıştır. Diyaliz hastalarında fizyolojik sorunların yanı sıra günlük yaşam aktivitelerini yerine getirememe nedeniyle depresyon, anksiyete ve umutsuzluk gibi psikolojik problemler de gözlenmektedir. Bu çalışmanın amacı hemodiyaliz hastalarında anksiyete ile umutsuzluk arasındaki ilişkiyi belirlemektir.
Tanımlayıcı ilişkisel tipteki araştırma özel bir diyaliz merkezinde tedavi alan 137 hastayla yapılmıştır. Verilerin toplanmasında kişisel bilgi formu, Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) ve Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ) kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, Mann-Whitney-U, Kruskal Wallis, One-Way Anova, korelasyon ve regresyon testleri kullanılmıştır.
Katılımcıların % 50.4’ü 51 ve üzeri yaş aralığında, %52.6’sı erkek ve %76.6’sı evlidir. Çalışmamızda sosyodemografik değişkenler ile BAÖ toplam puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0.05). Katılımcıların cinsiyet ve çalışma durumlarına göre BUÖ toplam puan ortalamaları arasında ise anlamlı fark saptanmıştır. BAÖ ile BUÖ (r=-0.049, p=0.572) arasında korelasyon saptanmamış olup, yapılan regresyon analizinde umutsuzluk açısından cinsiyet ve eğitim düzeyinin en önemli bağımsız değişkenler olduğu belirlenmiştir. Korelasyon analizinde ölçekler arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır.
Umutsuzluğu azaltmaya, baş etmeleri güçlendirmeye ve gerçekçi umut belirlemeye yönelik programların uygulanması ve yaygınlaştırılması önerilebilir.
With the application of hemodial therapies in KBY patients, the lifetime of patients has been extended; but the difficulties that patients have experienced during this treatment has also increased. Dialytic patients also have psychological problems such as depression, anxiety and disappointment due to physiological problems as well as their incapacity to perform daily life activities. The aim of this study is to determine the relationship between anxiety and disappointment in hemodial patients.
The research on the identifying relative type was conducted with 137 patients treated in a special dialytic center. Personal information forms, the Beck Anxiety Scale (BEC) and the Beck Desperation Scale (BEC) were used in the data collection. In the assessment of the data, identifiable statistics have been used, Mann-Whitney-U, Kruskal Wallis, One-Way Anova, correlation and regression tests.
50.4 percent of participants are 51 and older, 52.6 percent are men and 76.6 percent are married. In our study, there was no significant difference between the socio-demographic variables and the total score average of the BAO (p>0.05). According to the gender and working conditions of the participants, a significant difference was determined between the total score average of the GSO. The correlation between BAO and BUO (r=-0.049, p=0.572) has not been established, and the regression analysis has determined that gender and education levels are the most important independent variables in terms of disappointment. The correlation analysis did not identify a meaningful relationship between scales.
It may be recommended implementation and spread of programs aimed at reducing disappointment, strengthening them and determining realistic hopes.
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
