Hicrî ikinci asırda yoğunlaşmaya başlayıp, üçüncü asırda iyice belirginleşen, başını itikadî fırkaların çektiği, fıkıh ekollerinin de Kur’an’a ve Medine ehlinin ameline uygun olmayan haber-i vâhidin hüccet olamayacağına dair söylemle iştirak ettikleri sünnet karşıtlığı hadisçileri harekete geçirmiştir. Ehl-i hadis bu konuya tahsis ettikleri özel eserlerde ya da tasnif devri ile başlayan süreçte musannef türü eserlerin müstakil bölümlerinde veya farklı konular içerisine serpiştirdikleri rivayetlerle sünnet savunusunu sergilemiştir. Bu makalede hicrî üçüncü asırdan itibaren gerçek hüviyetleri beliren ve konulu hadis koleksiyonlarının en muteber örneklerini teşkil eden musannef eserlerdeki sünnet savunusunun temel paradigmaları incelenmektedir. Böylece klasik ve modern dönem sünnet karşıtlarının argümanlarının mukayesesine imkân verilmekte, sünnet savunusunun parametreleri ortaya konmaktadır. Çalışmada şu somut sorulara cevap aranmaktadır: “Üçüncü asrın meşhur muhaddislerini sünneti savunmaya sevk eden temel saikler nelerdir?”, “Hadisin altın çağı olarak nitelendirilen ve hadis tarihinin en popüler eserlerinin teşekkül ettiği dönemin şöhretli hadisçileri hangi temel dinamikler etrafında sünnet savunusunu yoğunlaştırmıştır?”, “Ehl-i hadisin sünnet savunusu eserlerin hangi bölüm ve konularında temerküz etmektedir?”, “Erken dönem ve günümüz sünnet karşıtlığı mukayese edildiğinde nasıl bir sonuç ortaya çıkmaktadır?” Ehl-i hadis sünnet savunusunu sünnetin vahiy olması ve Kur’an’ı beyan etmesi çerçevesinde Kur’an-sünnet bütünlüğü, sünnete ittibanın rivayetlerle temellendirilmesi, re’y ve bid‘at karşıtlığı üzerine inşa etmektedir.
The claims, supported not only by Islamic sects and fiqh traditions regarding that khabar al-wāḥid which is not acceptable for both Qurʾān and ahl al-Medina’s practices cannot be regarded as hujj̲a i.e. evidence has been extended in the 2nd hijrī century and reached its peak until at the end of 3rd hijrī century. As a reaction to these arguments, many muḥaddiths started to deal with this challenge which includes the discussion between khabar al-wāḥid and Sunna. In this article, fundamental paradigms of Sunna, mentioned in muṣannaf sources as a most significant part of the concept-oriented ḥadith collections since from 3rd Hijrī century were examined. In this way, the arguments of Sunna opponents in the early and contemporary times can be comparatively sophisticated, and also the parameters of Sunna arguments in the classification period can be easily revealed. Also, this study gives possible answers to the following questions: which dynamics were seen as fundamentals of ḥadiths by well-known muḥaddiths who witnessed such an era, regarded not only as a period which most excellent works of ḥadith field were produced and but also as a Golden Age of ḥadith. What were the driving instincts or feelings that encouraged muḥaddiths to support Sunna? Also, it is underlined that Ahl-i Ḥadīth formed their proposal regarding sunnah by signifying the unity between the Qurʾān and Sunna. Moreover, they made some justification for practicing Sunna and evaluating the comparison between raʾy and bidʿa in the manner of the fact that Sunna is a revelation and that it refers to the Qurʾān.
Field : İlahiyat
Journal Type : Ulusal
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|