Özet:

Ülkemizin içinde bulunduğu süreç tüm işletmelerin hızlı bir değişim ve gelişim yaşamasına neden olmaktadır. 1980’li yıllarda uygulaması G-10 ülkelerinin öncülüğünde başlayan Basel Uzlaşısı, ekonomik entegrasyon sürecinde bankaların, özellikle işletmeler nezdinde karşı karşıya kaldıkları riskler ve bu risklerin denetim altına alınarak standartlaştırılması aşamasında önemli bir enstrüman görevini üstlenmiştir. Basel-II ile KOBİ’lerin risklilik bağlamında sermaye yapılarının yeniden değerlendirilmesi, muhasebe uygulamalarının yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Bağlayıcı niteliği olan Basel –II uygulaması ile Türkiye’nin OECD üyeliğinden kaynaklanan imtiyazlar yerine derecelendirme şirketlerinin işletmeler için vereceği kredi notu önemli olacaktır. Bu aşamada meslek mensuplarının görev ve sorumluluğu ön plana çıkmaktadır. Çünkü risk anlamında geleceğe dönük tahminlerde bulunmak ve bunu mali tablolara yansıtarak Basel-II sürecine uygun hale getirmek meslek mensuplarına ait olacak, mali tabloları şeffaf ve tam açıklayıcı nitelikte olmayan işletmelerin kredi sürecinde sorun yaşaması da muhasebe uygulamalarından kaynaklanacaktır.

Anahtar Kelimeler: