Bu çalışma, Fransız düşüncesinde önemli bir yere sahip olan ve özellikle Simülasyon Kuramı ile bilinen Jean Baudrillard’ın postmodernizm tartışmalarına katkıda bulunduğu toplumsala dair görüşleriyle ilgilidir. Baudrillard’a göre artık kitleler birer kütle halini almaktadır ve bir yığın olarak kitleler, her türlü devrim inancından mahrum edilmişlerdir. İçinde yaşadığı dönemi postmodernleşme olarak okuyan Baudrillard, hakikat ile sanal arasındaki ayrımın ortadan kalktığı andan itibaren tüm değerlerin ve hakikate dair olan inancın da ortadan kalktığını ve böylece toplumsalı oluşturan temel ögelerin de yok olduğunu düşünmektedir. Gerçeğin/hakikatin ortadan kalkması ve sanalın tahkim edici baskısıyla birlikte simülasyon dünyasına adım atılmıştır. Gerçek de böylesi bir dünyada yerini hipergerçekliğe bırakmıştır. Görüşlerini bu vecihten oluşturan Baudrillard’ın toplumsala bakışındaki yeniliğin mahiyeti oldukça sorunlu bir alanı işaret etmektedir. Nitekim, Baudrillard’ın radikalize etmiş olduğu bu konu, öncesinde farklı düşünürlerce farklı kavramsallaştırmalarla adlandırılmış olsa da bu denli radikal bir kavramsallaştırmadan bahsedilememektedir. Bu açıdan çalışmada Baudrillard’ın tüm bir düşünsel serencamından bahsetmek yerine, kendi eserlerinden hareketle toplumsala ve toplumsalın çözülüşüne dair yaptığı analizler sorunsallaştırılacaktır.
This study is related to the views of the society in which Jean Baudrillard, known especially for the Theory of Simulation, contributed to the postmodernism discussions, which has an important place in French thought. According to Baudrillard, now the masses become one mass, and as a mass, the masses are deprived of any kind of revolutionary belief. Baudrillard, who read the period in which he lived as postmodernization, believes that from the moment when the difference between truth and virtual has disappeared, all the values and the belief in truth have disappeared, and thus the fundamental objects that make up society have disappeared. The disappearance of truth/truth and the arbitrary pressure of the virtual has been brought into the simulation world. In such a world, the reality has left its place to hyper-reality. Baudrillard’s innovation in the view of society, which forms his views from this vech, is a very problematic area. Indeed, this subject that Baudrillard has radicalized has previously been called by different thinkers with different conceptualizations, but it is not possible to mention such a radical conceptualization. In this regard, instead of talking about Baudrillard’s entire mentality, the analyses he has done about the solving of society and society by his own works will be challenged.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|