İnsan hakları, tanımı gereği, evrenseldir. Öte yandan, insan haklarını temellendiren görüşler incelendiğinde, bu görüşlerin tüm insanların temsil edildiği kültürlerin ortak ürünü olmadığı, aksine, insan haklarının ortaya çıkışında belirli bir kültürün oldukça baskın olduğu görülmektedir. Yani insan haklarının “evrenselliği” iddiasını ortaya koyan temellendirmeler, bu iddiaya tezat oluşturacak şekilde, büyük ölçüde “yerel”dir; “Batı Avrupa kültürü”nün etkisi altında gelişmiştir. Dolayısıyla bu yazı, bu çelişkiden kaynaklanan problem üzerine odaklanmaktadır: Belirli bir kültürün etkisinde ortaya çıkan bir düşünce, evrensel olabilir mi? İnsan haklarına eleştirel bir gözle yaklaşan kültürel görecelilik anlayışına göre bu mümkün değildir. Bu yazıda, önce yukarıda bahsedilen çelişki ortaya konmaya çalışılacak, sonra da kültürel görecelilik anlayışının bu çelişkiye nasıl bir yaklaşımla tepki verdiği üzerinde durulacak, son olarak da evrensellik ve göreceliliğin uzlaştırılması için bir ölçü koymanın mümkün olup olmadığına ilişkin fikir yürütülecektir.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|