Özet:

Amaç: Bu çalışmanın amacı sınıf II kavitelere uygulanan farklı restoratif yöntemlerin mikrosızmtı üzerindeki etkilerinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışmada, çekilmiş çürüksüz 65 adet üçüncü molar diş kullanıldı. Dişlerin proksimal yüzeylerine standart sınıf ll kaviteler açıldı. Kaviteler her grupta onar adet diş olacak şekilde rasgele 13 gruba ayrıldı. Mezialyüzeyde açılan kavitelerde mine yüzeylerine bizotaj işlemi uygulandı. Kaide materyali olarak 3 farklı akıcı kıvamda materyal (Dyract Flow, Protect Liner, lonoliner) kullanıldı. Akıcı kaide materyalleri bizotajlı kavitelerde bizotajlanmış alan üzerine taşırılarak yerleştirildi. Bu materyaller aynı dişin diğer yüzeyindeki kavitelerde sadece dentin üzerine yerleştirildi. Kavitelerin tamamı aynı kompozit rezin materyalle (Clearfd AF-X) restore edildi. Aynı kaide materyalini taşıyan restorasyonların yarısı soft-start sistemle, diğer yarısı ise geleneksel halojen ışıkla polimerize edildi. Kontrol grubunda ise kaide materyali kullanılmadı ve kompozit rezili restorasyon geleneksel halojen ışıkla poliınerize edildi. Restore edilen dişler 30 gün süreyle oda sıcaklığında bekletildi ve ardından tennalsiklnsa tabi tutularak % 0,5' lik bazik fuksin boyasıyla boyandı. Dişler restorasyonların ortasından geçen meziodistal hat boyunca ikiye kesildi. Her iki kesit stereomikroskopla X10 büyütme altında değerlendirildi ve mikrosızıntı skorları kaydedildi. Bulgular: Yapılan istatistiksel inceleme sonucunda, bizotaj yapılan, akıcı kompozit rezin kaide kullanılan ve kompozit rezin restorasyonun geleneksel halojen ışıkla polimerize edildiği grupta oklüzal mine kenarlarında daha düşük değerler elde edildi. Bununla birlikte gingival sement kenarlarında ise aynı kombinasyon bizotajsız kavitelere uygulandığında ise daha düşük mikrosızıntı değerleri elde edildi. Sonuç: Bu çalışmada akıcı kompozit materyalin kaide olarak kullanılması, mine kenarlarının bizotajlanmasııun genelde sızıntıyı azalttığı ve kompozit rezin restorasyonun geleneksel halojen ışıkla poliınerize edilmesinin sınıf ll restorasyonlarda uygun işlev olacağı düşünülebilir.

Anahtar Kelimeler: