Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 32
 İndirme 14
The Analysis of the Term Ortsverbundenheit (Dependency on the Location Relationships) in Heidegger
2018
Dergi:  
Temasa Journal of Philosophy
Yazar:  
Özet:

Abstracten Makalede genelde 20. yüzyıl felsefesinin özelde ise Çağdaş Alman felsefesininönemli düşünürü olan M.Heidegger’,in “Köklere Bağlılık” kavramı analiz edilmeye çalışılacaktır. Bu kavram doğal olarak sadece felsefi bir içeriğe sahip olmayıp; aynı zamanda mekânsal, yaşamsal, sosyolojik ve psikolojik bir muhtevaya da sahiptir. Köklere bağlı olmak her şeyden önce belirli bir yerde mukim olmayı gerektirir. Mukim olmak ise dünyanın belirli bir coğrafyasında “oturmak” ya da “iskân ermek” demektir. “İskân etmek” Arapça anlamıyla bir yerde “sukün bulmak” , “sükûna ermek” uzak anlamıyla ise “rahat ve huzura” ermek demektir. Kısaca Köke bağlı olmak ve bağlı kalmak, oturmak, kök salmak, yerini sağlamlaştırmak ve böylece sükûna ermek demek iken bütün bunların tersi ise yersiz yurtsuz olmak, kökünden kesilmek, köksüzleşmek demektir. Köksüzleşmenin doğal bir sonucu ise zorunlu olarak “yer değiştirmek” yani göç etmek demektir. Köklere bağlı olmak ya da bağlı kalmak ile göç etmek bu bağlamda sürekli olarak birbirlerini dışlayan iki kavramdır. Bir ağacın meyve vermesinin temel şartı ağacın kökle yani görünmeyen toprak altıyla ilişkisini devam ettirmesidir. Kökünden çıkan bir ağaç maalesef varlığını devam ettiremez. Bu ilişkiyi insan uyguladığımızda tam bir ölümden bahsedemezsek bile bir “solma”, “sararma”, “çürüme” veya “ yerini beğenmemeden” bahsetmek pekala mümkündür. Başarılı ve mutlu bir insanın mutlaka yerine getirmesi gereken ilk şart onun köküne bağlı olmasıdır. Burada köke bağlılık sadece mekânsal bir özellik olarak anlaşılmamalıdır. Köke bağlı olmak aynı zamanda bir kültüre, bir değerler sistemine, bir dile ve bir geleneğe bağlı olmak demektir. Tam da bu noktada köküyle ilişkisi kesilip vatanından ya da yurdundan uzaklaşıp yurtsuz kalan göçmenlerin yaşadıkları halet-i ruhiye söz konusu olmaktadır. Göç eden bir insan kendisini kendisi yapan bütün unsurları sarsılmış olan, bu değerler sistemini kök salmak istediği yeni bir vatan ya da yurtta nasıl filizlendireceğini veya bunu başarıp başaramayacağını tam olarak bilmeyen insandır. Bu bağlamda “göç etmek” basit bir biçimde mekânsal anlamda bir yerden başka bir yere intikal etmekten daha ziyade “köklerden koparılmış” birisinin yeni bir “kök” arama girişimidir ki bu belki de dünyada insanın başarabileceğizor bir iş olarak karşımıza çıkmaktadır”. Bu bildiri de “göç” olgusu Heidegger’in “Köklere Bağlılık” kavramından hareketle felsefi, psikolojik ve toplumsal anlamda irdelenmeye çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler




Temasa Journal of Philosophy

Alan :   Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Ulusal

Metrikler
Makale : 287
Atıf : 1.038
Temasa Journal of Philosophy