Erken dönemlerden itibaren Osmanlı Devleti'nde erkekler tarafından ödenip kadınların kendisinin ya da çocuğu adına aldığı nafakalar ailenin geçimi adına önemli bir gelir kaynağıdır. İslam hukukunu esas alan Osmanlı Devleti, evlilik içerisinde olduğu gibi boşanma sonrasında da ailenin nafakasının sağlanmasına önem vermiştir. 19. yüzyılda yaşanan modern gelişmeler ile birlikte bu durumu mahkemeye daha fazla taşıyan kadınlar, dolayısıyla bir hak arayışına girmişlerdir. Sosyal devlet anlayışının da bir gereği olarak devlet kadınların yanında durmaya çalışsa da bu konudaki sıkıntıları engelleyememiştir. Özellikle ailesini terk edip giden erkekler, bulunduktan sonra peşinen bir miktar nafaka sağlasalar da daha sonraki ödemelerini gerçekleştirmemişlerdir. Sonu gelmeyen bir bekleyiş içerisinde olan kadınlar, hem bu belirsizliği ortadan kaldırmak hem de omuzlarındaki ağır yükten kurtulmak istemişlerdir. Memleketine geri dönen ya da ailesinin geçim sıkıntısını sonlandırmaya çalışanlar olduğu gibi, onlarla görüşmek istemeyip boşananlar da vardır. Kimsesi olmayan aileler ile asker ailelerine ise, devlet gereken desteği sağlamıştır. Gerekirse askerlikten muaf tutmuştur. Özellikle 19. yüzyılın sonlarına doğru devletin içte ve dışta yaşadığı sorunlardan kaynaklanan, gayrimüslim ailelerin nafaka davalarında yaşadığı problemler ise, “tebaʻyı devlet-i milliyeye hâkim tabiʻi nesebinden” şeklinde birlik ve beraberlik sloganı ile çözülmeye çalışılmıştır.
Alan : Filoloji; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|