Tüberküloz dünya genelinde önemli bir sağlık problemi olmaya devam etmektedir. Tüberküloz ile mücadelede başta birinci basamakta çalışan hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarının yaklaşımı, hastaların doğru yönlendirilip tedavilerinin uygulanması oldukça önemlidir. Bu araştırmada birinci basamak sağlık kurumlarında çalışan hekimlerin tüberküloz tanı ve tedavisinde yaklaşımlarının, farkındalıklarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma, 2016 Mart ayı içerisinde, birinci basamak sağlık kurumlarında çalışan hekimlere uygulanan, araştırmacılar tarafından hazırlanmış 28 soruluk anket formu kullanılarak verilerin toplandığı tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Araştırmaya 126 aile hekimi katılmıştır. Katılımcıların %60’ı “hangi test pozitifliğinin TB bulaş riskindeki yüksekliği işaret ettiği” sorusuna “ARB pozitifliği” yanıtını vermişlerdir. “Yeni Akciğer TB tanısı almış bir hastaya hangi tedavi protokolünü başlarsınız” şeklindeki soruya İzoniyazid, Rifampisin, Pirazinamid, Etambutol yanıtını verenlerin oranı %47 iken, ilaçların yan etkileri hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünenlerin oranı ise %33 olarak tespit edilmiştir. BCG aşısının yapılış biçimi ile ilgili olarak aile hekimlerinin %61’i intradermal, %31’i subkutan; PPD uygulanmasıyla alakalı %63’ü intradermal, %33’ü subkutan şeklinde yanıt vermişlerdir. “BCG aşısı yapılmış birinde PPD(+) demek için endurasyon çapı ne kadar olmalı?” şeklindeki soruya hekimlerin %74’ü 15mm ve üzeri, %17’si 6-14 mm cevabını vermiştir. Hekimlerin %55’i BCG aşısının Akciğer TB’u için koruyuculuğunun %80, %22’si %100 olduğunu belirtmişlerdir. Aile hekimlerinin TB konusundaki farkındalıklarının istenilen seviyede olmadığı görülmektedir. Giderek artan sayıda tedaviye dirençli ve komplike hastalarla karşılaşıldığı düşünüldüğünde, TB ile ilgili bilgilerin güncellenmesi ve yeni gelişmeler konusundaki farkındalığın korunması açısından ilave eğitim programlarına ihtiyaç vardır.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|