İslam tasavvufunda velâyet anlayışı ilk dönemlerden itibaren en çok tartışılan konulardan biri olmuştur. Sûfilerin de iştirak ettiği bu tartışmaların temelinde, “Kimler velidir?”, “Veli olmanın şartları nelerdir?” ve “Velilerin sahip olduğu hususi lütuflar nelerdir?” gibi soruların olduğu söylenebilir. Bu tartışmalara iştirak edenlerden biri de Laʽlîzâde Abdülbâkî’dir. Laʽlîzâde Abdülbâkî, XVI. yüzyılın son çeyreğinde ve XVII. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı Devleti’nde yaşamış Melâmî meşrep, aynı zamanda Nakşî bir Türk mutasavvıftır. Laʽlîzâde Abdülbâkî’nin velâyet anlayışı aşk ve cezbeye dayanan ve Vahdet-i vücud temelli bir velâyet anlayışıdır. Bu açıdan bakıldığında, onun velâyet anlayışının temelini Bayramî-Melâmiliği’nin velâyet anlayışının oluşturduğu söylenebileceği gibi İbnü’l-Arabî’nin etkisini de görmek mümkündür.
In the Islamic Tasavouf, the understanding of the valley has been one of the most discussed topics since the beginning of the period. And the people who are in the midst of the discourse: “Who are they?”“What are the conditions of being a brother?” “What are the special charities that the Gentiles have?” I can say that there are questions. One of those who are involved in these discussions is La
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|