Dünya Bankası’ndan kredi almaya başladıktan sonra uluslararası ticarete ve yatırıma açıklık, Çin'in ekonomik dönüşümünün ayrılmaz bir parçası olmuştur. Hızlı ve uzun bir ekonomik büyümeyi bilim ve teknolojide ki yeniliklerle destekleyerek sürdürmüştür. Bu makale, Çin’in yabancı yatırımı teşvik eden ekonomik büyüme modeliyle inovasyona dayalı teknolojik gelişiminde ve piyasa ekonomisine uyumunda Dünya Bankası’nın etkisini incelemektedir. Sadece firmalar, üniversiteler ve araştırma enstitüleri arasında değil, aynı zamanda bireyler arasında da rekabete uyumlu ve yeniliğe açık Çin’in kurumsal değişimi akademik çalışmalar ve Banka’nın raporları incelenerek tartışmaya açılacaktır. Çin’in emek yoğun imalattan teknolojik imalata geçişini destekleyen reformlarda Banka’nın katkısı araştırılacaktır. Böylece, yeni Çin tüketim toplumu oluşurken, piyasa ekonomisiyle uyumu sağlanmıştır. Öyle ki, uzun bir süredir, Amerikan tüketimi dünya ekonomisinin temel itici güçlerinden birisiyken, Çin’de ortaya çıkan orta sınıf, yeni pazar olarak ulusötesi şirketlerin yatırımlarını çekmektedir. Ancak, ABD ve Çin arasında yükselen ticaret savaşı, teknoloji milliyetçiliği ve Covid-19 krizi, Çin’in büyümesini olumsuz yönde etkilemektedir. Banka’nın Çin’e verdiği kredinin ABD üst yönetimi tarafından yüksek perdeden eleştirisi, Çin’li teknoloji firmalarına konulan ambargolar gibi yükselen duvarlar, Çin ekonomisinin büyümesinin üzerinde engellerdir. Nitekim, Amerikan çok uluslu şirketlerinin çıkarlarını koruyan ABD ile yüksek teknoloji üretimini ABD’nin tekelinden çıkarmak isteyen Çin arasında gerginlik ve rekabet artarak sürecektir.
After starting to receive loans from the World Bank, openness to international trade and investment has become an integral part of China’s economic transformation. It has continued rapid and long-term economic growth by supporting innovation in science and technology. This article examines the impact of the World Bank on innovation-based technological development and compliance with the market economy with China’s economic growth model that encourages foreign investments. Not only between companies, universities and research institutions, but also between individuals, the corporate change of China is competitive and open to innovation will be open to discussion by studying academic studies and the Bank’s reports. The Bank’s contribution to the reforms that support China’s transition from labour-intensive manufacturing to technological manufacturing will be investigated. Thus, while the new Chinese consumer society was formed, it was harmonised with the market economy. So, for a long time, while American consumption has been one of the main drivers of the world economy, the emerging middle class in China has attracted transnational companies’ investments as a new market. However, the rising trade war between the U.S. and China, technological nationalism and the Covid-19 crisis have negatively affected China’s growth. The high-ranking criticism of the bank’s loan to China by the U.S. top administration, the rising walls, like the embargo on Chinese technology companies, are the obstacles to the growth of the Chinese economy. In fact, tensions and competition between the U.S. and China, which is protecting the interests of American multinational companies, will continue to increase.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|