Atıf Sayısı
1
Görüntüleme
65
İndirme
24
Türkler, yüzlerce yıl konargöçer bir hayat yaşamışlardır. Konargöçer yaşamın getirdiği şartlardan dolayı tarımsal faaliyetlerden ziyade hayvancılığa ağırlık vermişlerdir. Bu durumun gereği hayvanlarının sağlığını korumayı temel vazife olarak benimsemişlerdir. Kışın ılık alanlarda yaşayan Türkler, havaların ısınması ile sıcağa bağlı hastalıklardan korunmak, hayvanlarına daha bol ve taze otlaklar bulmak ve serinlemek amacıyla yaylak denilen platolara göçmüşlerdir. Bu yaşam biçimi Güneydoğu Anadolu ve Çukurova’nın belli bölgelerinde bugün de devam etmektedir. Çukurova’nın sıcağı sadece hayvancılıkla uğraşanları değil bu bölgede şehirlerde yaşayan insanların da yazın yaylalara çıkmasını zorunlu kılmaktadır. Çukurova’da yaşayan Türkmenlerin yaylak ve kışlak arasında yaptıkları göç faaliyetleri, etkisi günümüzde de devam eden yaylacılık kültürünü oluşturmuştur. Çukurova bölgesinde yaylaya göç işlemi bir süreçtir ve sosyokültürel değer taşımaktadır. Yaylacılık kültürü, sosyo-kültürel değerlerin bağlamı içinde folklorun sözlü anlatı türü olan âşık hikâyelerinde de kendini göstermektedir. Bu çalışmada Âşık Feymânî’nin Çukurova’da derleyip anlattığı âşık hikâyelerinden yola çıkarak, bölgede göçebe yaşam sonucu oluşmuş yaylacılık kültürünün, yerleşik hayatın ürünü olan ve Çukurova bölgesinde anlatılan âşık hikâyelerindeki izleri tespit edilmiştir.
The Turks have lived a conscious life for hundreds of years. For the sake of the conditions of life, they have given importance to animal activity rather than agricultural activities. This is the main duty of the animal to protect its health. The Turks who live in warm areas in the winter have migrated to the platoes that are commonly called to protect against heat-related diseases, to find and cool their animals more abundant and fresh herbs. This way of life continues today in certain areas of Southeast Anadolu and Çukurova. The heat of Çukurova does not only make the animals engaged in this area, but the people living in the cities in this area are also forced to go out to the hills in the summer. The immigration activities of the Turkmen people living in Çukurova between the spread and the spread, the impact of which has formed the culture of spread that continues today. Migration in the area of Çukurova is a process and carries social and cultural value. The culture of dissemination also manifests itself in love stories, which are the vocal narrative of the folklore in the context of socio-cultural values. In this study, based on the love stories that Aşık Feymânî has collected and told in Çukurova, the traces of the culture of spread formed as a result of the migration life in the region, which is the product of the settled life and the love stories told in the Çukurova region have been identified.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Makale Detay 
Atıf Yapanlar
Benzer Makaleler
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
