“Girişim sermayesi” oldukça yeni olan bir kavram olarak ülkemiz sermaye piyasası düzenlemelerine “risk sermayesi” adıyla 1993 yılında giren, gerçekte ise ilk çalışmaları 1980’li yıllara kadar dayanan bir finansman yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte söz konusu yöntemin ekonomik yaşamda boy göstermesi için yasal düzenlemelerden çok daha sonrasının 2000’li yılların beklenmesi gerekmiştir. Sektörün ortaya çıkışı ve gelişiminin Amerika Birleşik Devletleri’nde ve sonrasında Avrupa’da 1960’lı yılların sonu ve 1970’lere kadar uzanıyor olmasına karşın Türkiye’de bu alanda süreklilik gösterebilen faaliyetlerin görülmesindeki eksikliğin nedenleri arasında; ülke ekonomisindeki istikrarsızlık, yüksek sermaye maliyeti, gibi nedenler sayılabilecekken, süreci hızlandıran faktörler arasında da, globalleşmeye paralel olumlu gelişmeler gösterilebilir. Ancak bu kez karşımıza çıkan durum sektörün gelişimine ayak uydurmayı ve gereksinimlere cevap vermeyi hedefleyen düzenleme çabalarıdır. Diğer taraftan, “girişim sermayesinin” KOBİ’lerin teknoloji ve inovasyon yönüyle gelişiminde rol oynadığı genel kabulünden hareketle desteklenmesi için çeşitli sivil toplum kuruluşlarının başını çektiği ve kamunun da ilgi gösterdiği kurumsallaşma çalışmaları gözlenmektedir. Yukarıdaki saptamaların ışığında; bu çalışmada öncelikle “girişim sermayesi”nin Türkiye’deki gelişimi hatırlanarak, son yıllarda gözlenen hızlı gelişmenin fotoğrafının çekilmesi hedeflenmiştir. Sonrasında ise girişim sermayesi sektöründeki uygulamalardan ve mevcut düzenlemelerden hareketle yerel sermayenin ve sermayedarın da içinde yer alabileceği bir modele ilişkin fırsatlar tartışılmaktadır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Güzel Sanatlar; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|