Özet:

Küresel ekonomik yapılar, mesafelerin uzaması, müşteri çeşitliliğinin artması, pazarların genişlemesi birçok konuda değişim yaratmıştır. Bu bağlamda lojistik diğer tüm sektörlere bağlı olan ve her sektörün ihtiyaç duyduğu alan olması bakımından bazı değişimler lojistik sektöründe de yaşanmıştır. Dünya üzerinde karayolu, denizyolu, demiryolu, havayolu modlarının gelişimi ile kombine taşımacılıkta lojistiğin gelişimine destek olmuştur. Ulaştırma modlarının ve lojistik faaliyetlerinin optimum düzeyde kullanıması konusu önem kazanmıştır. Küresel ortamda işletmeler tedarik zincirleri ile rekabet etmeye başlamışlardır. Lojistik sektörü tedarik zincirinin en önemli parçasından biridir. 2000’li yıllardan sonra küreselleşmenin etkisiyle lojistik sektörü hem dünya da hem de Türkiye’de daha da önemli bir konuma gelmiştir. Uluslararası ticaretin de artması lojistiğin ilerlemesine destek olmuş olup, birbiriyle senkronize bir şekilde ilerlemiştir. Uluslararası ticaretin artması dış ticaret hacmini genişletmiş, lojistiği daha da kilit bir sektör haline getirmiştir. 2000’li yıllardan sonra lojistik sektörü ile ilgili Türkiye’deki yabancı yatırımlar artmış, büyük lojistik firmaların şubeleri Türkiye’de açılmış, bu durumda ekonomiye olumlu yansımış olup, istihdamı da arttırmaya destek olmuştur. Ancak son yıllarda uluslararası arenada yaşanan gerilimler, 2016 yılında gerilen Türkiye-Rusya ilişkileri, bölgemizde ve Türkiye’de yaşanan terör olayları ticaret hacmini etkilediği için Türk lojistik sektörünün gelişimini olumsuz yönde etkilediği gözlemlenmektedir. Bu çalışmada, 2000 yılından sonra Türkiye’nin lojistik sektörünün durumu değerlendirilmiş ve ekonomi, dış ticaret ve istihdam ile ilişkisi incelenmiştir. Türkiye’nin ulaşım altyapısını güçlendirmesi, lojistik ile teknolojiyi entegre etmesi, sektörde kalifiye elemanlar yetiştirmesi ve bu alandaki yatırımlarını güçlendirmesi durumunda gelecekte lojistik sektörü daha da ilerleme kaydedecektir.

Anahtar Kelimeler: